| Elinden gelen birşey yok... benden daha fazla acı çekemezsin. | Open Subtitles | انت لا تستطيع التحكم بذلك وتعاني اكثر مما اعاني انا |
| Depresyon nedeniyle acı çekiyorum. Uzun bir süre boyunca düşündüm ki birindeki insanın diğerindekinden korktuğu tamamen birbirinden farklı iki hayat yaşıyorum. | TED | اعاني من الإكتئاب وذلك لمدة طويلة، وعلى ما أعتقد لقد عشت حياتين مختلفتين تماما حيث كل شخص فيها خائف من الآخر. |
| Biliyorum ben yaptım, fakat acı çekmem için bir neden yok. | Open Subtitles | انا ادري اني جلبته لنفسي ولكن هذا ليس سبب لي كي اعاني |
| Eğer daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, ben de ailemle aynı şeyleri yaşıyorum. | Open Subtitles | اذا كان هذا سيعوضك قليلا , اعاني من نفس الحالات مع والداي |
| Şu hafta içi 13 km'liklere zihinsel olarak hazırlanmakta sıkıntı yaşıyorum. | Open Subtitles | انها اميال منتصف الاسبوع الثمانية اعاني من مشاكل في التفاعل معها |
| Evet, Çaylak, zor bir gün geçiriyorum. | Open Subtitles | نعم يا مستجد, اعاني من يوم صعب و أود أن ارجع إلي المنزل |
| Hiç sizde oldu mu bilmiyorum ama çok kötü midem ağrıyor, bu mide ağrısının şakası yok! | Open Subtitles | لا اعرف ما إذا كنت قد عانيت من قبل ، ولكن اعاني من حموضه معوية مؤلمه للغاية وهذا الألم في المعده قوي بشدة |
| Aslında inanç krizi yaşıyordum. | Open Subtitles | كنت اعاني من مشكلة ايمانية , في الحقيقة حقاً؟ |
| Yani acı çekeceksin ama sonunda bundan mutlu olacaksın. | Open Subtitles | هذا يعني السعاده اذا سوف اعاني ومن ثم سوف اكون سعيداً جداً |
| Aslına bakarsan, onun neye benzediğini düşünerek acı çekiyorum. | Open Subtitles | حسناً .. بصدق .. انا اعاني مشاكل في تذكر شكلها |
| Bak, burada acı çekiyorum. | Open Subtitles | أنا اعاني من آلام مبرحه ضع بعض المرهم على اللسعات |
| - Tamamdır, ama acı hissetmiyorum zaten. | Open Subtitles | أجل, و لكن يجب عليكم أن تتذكّروا بأنني لا اعاني من أي ألم |
| Sanki sizi sonsuza dek tanıyormuşçasına acı çekiyorum. Fethet beni! | Open Subtitles | انا اعاني كما لو انني اعرف كل ذلك منذ وقت طويل |
| Çok acı çektiğim, hayattan koptuğum o dönemde... bana karşı hep sevgi doluydu. | Open Subtitles | عندما كنت اعاني مفكك، مشوشا مع الحياة كانت دايما طيبه نجاهي |
| Ve o , hiç haketmediği salak teknesinde parti yaparken ben burada acı çekiyorum. | Open Subtitles | و أنا اعاني هنا بينما هو يحتفل على قاربه السخيف قارب لا يستحقه |
| Gayet iyi. Dalgaların altına geçmekte biraz zorluk yaşıyorum ama üste çıktım mı sıkıntım yok. | Open Subtitles | رائعة، اعاني بعض المشاكل أسفل الموجات الكبيرة. |
| Orada odaklanma sorunu yaşıyorum, bu yüzden buraya geldim. | Open Subtitles | انه يجري بشكل جيد انا اعاني من مشكلة في التركيز هناك لذا اتيت الى هنا |
| Yine de kaza sonrası oluşan etkiden dolayı yüz körlüğü sorunu yaşıyorum. | Open Subtitles | لكن، نتيجة لتأثير ما بعد الحادث فأنا اعاني من عدم تعرف على الأوجه، |
| Çok şükür, orta yaş bunalımını kontrol altında geçiriyorum. | Open Subtitles | لحسن الحظ انا اعاني من ازمة منتصف العمر,وانتِ فقط تحت السن |
| Sadece sürekli başım ağrıyor. | Open Subtitles | اعاني من الصداع فقط لا أستطيع التخلص منه |
| İşin aslı bi yana, vajinam çok fazla patinajdan yüzünden acımaya başlamıştı, hızlı yaşıyordum. | Open Subtitles | بصرف النظر عن حقيقة أنني اعاني من بعض الحروق الحقيقية, كنت سعيدة في الحياة |
| Bazı sorunlarım var ama kendi kaçırılmama para yatıracak kadar değil. | Open Subtitles | ربما اعاني من مشكلة , لكن لن امول انا عملية اختطافي |