| Oradaki bir kadın bana, annesinin ona eskiden "Pijamanın altına külot giyme ki | TED | هناك اخبرتني امراة ان امها اعتادت ان تخبرها لاترتدي ملابس داخلية عزيزتي تحت ثياب نومك |
| Bu ülke eskiden çok güzeldi. | Open Subtitles | كما تعلمون اعتادت ان تكون هذه البلاد جميلة |
| eskiden annen böyle söylerdi, değil mi? | Open Subtitles | هذا ما اعتادت أن تقوله والدتكِ، أليس كذلك؟ |
| Doc, annem hep en iyi yapmak için olduğun yer en iyisidir derdi. | Open Subtitles | اعتادت والدتي أن تقول لي أن أبذل قصارى جهدي بما لديّ وأينما كنت. |
| annemin eskiden kâbuslar hakkında söylediklerini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكرين مالذي اعتادت والدتنا أن تقوله عن الكوابيس؟ |
| Kampı eskiden işleten kadına ne dersiniz? Bayan Johnson. | Open Subtitles | ماذا عن السيدة، جونسن التي اعتادت فتح المُخيّم؟ |
| eskiden Los Angeles takımı olan, şimdi de St. Louis'de olan takımı kastetmiştim. | Open Subtitles | يعني أنا الفريق الذي اعتادت ان تكون في لوس انجليس .. ، وهو الآن في سانت لويس. |
| Bayan Altmann eskiden güzelmiş diyebileceğin tipte bir kadındı. | Open Subtitles | السيدة ألتمان، ويمكن أن أقول لكم، انها اعتادت ان تكون جميلة. لم وعيون لا يزال التألق |
| eskiden kuzey ormanında bir mağarası vardı. | Open Subtitles | اعتادت علي أن يكون لديها كهف في الغابة الشمالية. |
| Annem eskiden o harika ev yapımı kostümlerden dikerdi. | Open Subtitles | امي اعتادت على عمل هذا اللباس البيتي العظيم |
| - eskiden çalardı, biliyorsun. | Open Subtitles | في الاجتماع العائلي لأنها اعتادت ان تسرق |
| Durumu iyi. Metresim eskiden can kurtaranmış. Şimdi onun yanına git! | Open Subtitles | زوجتي اعتادت أن تكون منقذة والآن عد إلى هناك |
| eskiden yurt odamızın nasıl olacağıyla ilgili resimler çizerdi. | Open Subtitles | لقد اعتادت التقاط الصوّر كيف كان سيكون مخبئنا |
| eskiden masasını kemirirdi. Onun kafasının işlemediğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتادت ان تأكل الخشب الموجود على مكتبها كنت أظن انها بطيئة الفهم |
| Annem, evi hariç her yerin hava durumunu bilir, derdi. | Open Subtitles | لقد اعتادت أمى على قول ذلك لقد كان يعرف الطقس فى كل مكان فيما عدا فى البيت |
| Annem bana şöyle derdi "İlginç bir insanla | Open Subtitles | والدتي اعتادت أن تسميها, المحادثات الشيقة |
| Saçına hep perma yaptırırdı ve kedinin yuvasını hiç temizlemezdi. | Open Subtitles | اعتادت على لف شعرها دائما ولم تنظف أبدا صندوق القط |
| sürekli altına işerdi... ve altına sıçardı. | Open Subtitles | اعتادت ان تتبول على نفسها طوال الوقت وتتغوط على نفسها |
| Beni eskisi gibi heyecanlandıramadığı için kızmaya başlamıştım. | Open Subtitles | و بدأت أستاء من فشلها في إثارتي كما اعتادت أن تفعل |
| Mesela bunu bir zamanlar erkek olan bir kadınla yapar mıymışım? | Open Subtitles | مثل هل تحب ان تكون مع امرأه اعتادت ان تكون رجل |
| Annen küçükken her yaz o yatakta uyurdu. | Open Subtitles | اعتادت أمكِ أن تنام في ذلك السرير كل صيف عندما كنت صغيرة |
| Dert etme. Emily telefonun gecenin yarısı çalmasına alışık. | Open Subtitles | ايميلى اعتادت على أجراس التليفونات فى منتصف الليل |
| İlk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. | Open Subtitles | بدأت قليلا ببيع جسدها وبعدها اعتادت على المهنة |
| Ben de annemin yaptığı gibi taze fasulye hazırlıyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا أطبخ بعضاً من الفاصولياء كالتي اعتادت أمي طبخها لنا |