"اعطائهم" - Traduction Arabe en Turc

• vermek
• onlara

Olanların haksızlık olduğunu biliyorum ve onlara eşit şans vermek istiyorum.
اخبره اني اعلم ان ما حدث ليس عدلا انني اريد اعطائهم فرصه عادله

Ama siz istemekten kaçınıyorsunuz. onlara umut vermek istemiyorsunuz.
لكنك لا تريد اعطائهم ذلك الامل

Hayır, o parayı size vermek istiyorlar. Ama siz istemekten kaçınıyorsunuz. onlara umut vermek istemiyorsunuz.
لكنك لا تريد اعطائهم ذلك الامل

onlara barınma imkanı sağlarsan, asil bir görevi yerine getirmiş olacaksın.
اذا كنت قادرا على اعطائهم مساكن لائقه لكنت أديت مهمة نبيلة

onlara hiçbir şey veremem, hiçbir şey, ...sadece hak ettikleri yalnızlık.
لا يمكننى اعطائهم شيء ، لا شيء ناهيك عن ما يستحقونة

Seni hedef almaları için onlara bir sebep vermek istemiyorum.
لا اريد اعطائهم أي سبب لإستهدافكي

onlara biraz yiyecek vermek istemiştim.
لقد اردت اعطائهم بعض الطعام

onlara sahte virüs vermek bir hata.
اعطائهم فريوس غير حقيقي

Şirket şifreleri vermek istemiyor.
الشركة لا تريد اعطائهم

Bu yeni bir şeydi. Sadece davalara karşı savunmak için para vermek.
وكان هذا جديداً, فكرة اعطائهم نقوداً...

Sizce onlara istedikleri şeyi verip karımı almak istemiyor muyum?
أتعتقد أني لا أريد اعطائهم ما يريدون لأسترد زوجتي ؟

onlara her birinin bir cevabı olan sorular listesi vermekten vazgeçin.
وان تتوقف عن اعطائهم قائمة من الاسئلة وكل واحد منها له حل وحيد فحسب

Yetenekleri olan ama fırsatları olmayan bu kişileri bulmalı ve yeteneklerini iyiye kullanmaları için onlara fırsatlar vermeliyiz.
يجب ان نجد اشخاص بالمهارات لكن بدون الفرص و اعطائهم الفرص لاستخدام مهاراتهم للخير

Üçüncü paragrafta, onlara bir kaçış yolu bırakın, çünkü hayvanlar köşeye sıkışınca ölümüne dövüşürler.
الفقرة رقم ثلاثة: عندما تهاجم الحيوانات أو تنزنق في الناصية، سوف تقاتل حتى الموت، لذا عليكم اعطائهم مخرج.

onlara bir 5 saat daha verebilirsin. Çölde değiller.
حافظتِ على غضبكِ بداخلكِ مدة خمس سنوات بإمكانكِ اعطائهم خمس ساعات