| Buraya geldiğimde belboylardan birine bardağım her boşaldığında doldurması için yirmi dolar verdim. | Open Subtitles | عندما وصلت هنا اعطيت مندوب الخدمات 20 دولار لملئه كلما اصبح فارغا انظر |
| Bilgin olsun, bir çok kişiye ikinci bir şans verdim. | Open Subtitles | ولمعلوماتك لقد اعطيت الكثير من الأشخاص فرصاً ثانية مثل من؟ |
| Erkek arkadaşına Çıplak Mil için sorumsuzluk izni mi verdin? | Open Subtitles | هل اعطيت صديقك إذن مفتوح للخطيئة في سباق المسافة العارية؟ |
| Oyun alanı işi için Paul'e para mı verdin? | Open Subtitles | هل اعطيت بول بعض النقود بصفقة الملعب تلك؟ |
| - Bir söz vermiştim ya da kader diyelim. | Open Subtitles | لأنى اعطيت وعدا أو لربما هو قدر. هناك عرضا كبيرا اليوم |
| Hiç durmayacak diye emir verdiniz. | Open Subtitles | لقد اعطيت اوامرك بعدم ايقاف الساعة ابدا. |
| Çocukların zorluklarla ve sorunlarla nasıl başa çıktıklarını görmek istedim. Bunun için, 10 yaşındaki çocuklara onların çözebilmeleri için biraz daha zor olan sorular verdim. | TED | أردت أن أرى كيف يتعامل الاطفال مع التحديات و المصاعب، لذا اعطيت أطفال بعمر عشر سنين مشاكل كانت صعبة عليهم قليلا. |
| Dinle, Cooney. Costa'ya söz verdim. | Open Subtitles | الان , اسمع , كونى انا اعطيت كوستا كلمتى |
| Her birine hazinenin yerini gösteren bir plan verdim. | Open Subtitles | و اعطيت الخطه لكليهما عارضا لهم موقع الكنز |
| STAR Laboratuar'ına Dr. Platt'ın raporunu verdim. | Open Subtitles | لذا, لقد اعطيت لمعامل ستار تقرير دكتور بلات. |
| 2 hafta önceden haber verdim, bir beden ve 50 papel aldım, ve kendi kaderimi çizmek için dünyaya geldim. | Open Subtitles | اعطيت اسبوعين واصبحت جسدا ب50 دولار واصبح مبعوثا الى العالم لجمع ثروتى |
| Benim için çalışanlara kırkıncı hesaplarını verdim. | Open Subtitles | لقد اعطيت كل رجل من رجالى الأربعين حساب الخاص بى هيا |
| Hadisene oğlum, Bu yumurta için Almanlara ne verdin? | Open Subtitles | قل لنا يا ملك التبادل ماذا اعطيت الالمان ليعطوك البيضه ؟ |
| Orada değildin. Emri walkie-talkie aracılığıyla verdin. | Open Subtitles | لم تكوني هناك ولكن اعطيت الأمر عبر وسيط لجهاز راديو |
| Aynı sevecenlikle oğlunun havarilerine yandaşlar verdin... imanı öğrenmeye yardım için, dünyaya İncili vaaz ettiler. | Open Subtitles | بنفس الرعايه المحبه اعطيت رفقة لأصحاب ابنك ليساعدوا في تعليم الايمان لقد وعظوا الانجيل للعالم كله |
| Çünkü Ben şimdi sizin kalmanızı istiyorum. -Sen, 55 yıldır unuttuğum savaşma azmini verdin. | Open Subtitles | لقد اعطيت رجل بسن 55 سنه سبباً ليحارب مجدداً |
| Sarah'ya kırmızı taşlı bir Latnok yüzüğü vermiştim. | Open Subtitles | لقد اعطيت ساره خاتم لاتنوك بتلك الحجاره الحمراء |
| Artık ne yaptıysanız, ARANA'lılara sinyal verdiniz ve sonuç bu oldu. | Open Subtitles | انت اعطيت الاشارة لرجال ارانا و كانت هذه النتيجة |
| Saçma olan ne biliyormusun, telefon numaramızı annene vermiş olman. | Open Subtitles | اتعلم ماهو السخيف انك اعطيت امك رقم هاتفنا |
| Eline öğrenci kızların fotoğrafı verilen ve içlerinden en sevimlisini seçmesi istenen normal bir erkek aralarından en çekicisini seçmeyecektir. | Open Subtitles | لو اعطيت رجلاً عادياً مجموعة من الصور لتلميذات وطلبت منه أن يختار أكثرهن حبوراً بالنسبة له |
| Katil olduğunu söyleyenleri ayıklamak için basına yanlış bilgi verildi. | Open Subtitles | معلومات خاطئة اعطيت للصحافة لتسكت عن هؤلاء الذين قالوا بانهم امسكوا القاتل |
| Ona istediğini verirsen, büyük ihtimalle ikinizi de hemen öldürecektir. | Open Subtitles | اذا اعطيت برينن مايريد الفرصه بأنه سيقتلكما |
| JV beysbol kazağımı bir süper kahramana vermişsin! | Open Subtitles | انك اعطيت بلوزتي الخاصة بكرة القاعدة لبطل خارق |
| Brian Shepard'a 2 buçuk yılını verdim ve bunu kanıtlayabilecek faturalarım var. | Open Subtitles | لقد اعطيت براين شيبرد سنتين ونصف من حياتي والآن لدي فواتير قانونية لأثبت بها ذلك |
| Ona kötü bir iş referansı verdiğim için mi beni dava ediyor? | Open Subtitles | هو يقاضيني لأنه اعطيت توصية عمل سيئة له ؟ |