"اعلم" - Traduction Arabe en Turc

• biliyorum
• biliyordum
• bilmiyordum
• bilemiyorum
• Bilmem
• farkındayım
• bilirim
• bilmek
• bileyim
• fikrim
• Evet
• anlamıyorum
• anlıyorum
• haberim
• bilmiyorum

Ve biliyorum, aslında özgün halinden çok da farklı gözükmüyor.
و انا اعلم انه لا يبدو مختلفا كثيرا من الاصل

Bu konuda çok şey biliyorum, çünkü ben bir Kavgacı'yım.
أنا اعلم الكثير عن هذا الأمر لأنني أنتمي لنفس الفئة.

- Bay Wynand, biliyorum affedilir gibi değil ama Bayan Francon binada değil.
سيد ويناند، انا اعلم أنه لا يغتفر لكن الأنسه فرانكون ليست فى المبنى

Evet, bize şimdi lazım biliyorum. Faturalar, sigorta ödemeleri, birikmiş kira.
نعم, انا اعلم اننا نحتاجها الآن, الفواتير, وأقساط التأمين ,والأيجار المتأخر

O en iyi dostum. Bu korkunç. Onu incitecek, biliyorum.
فهو افضل صديقى هذا فظيع سيؤلمه و انا اعلم ذلك

- Bu muhtemelen, Bayan Oliver... - Leydi Stubbs'ın nerede olduğunu biliyorum.
لايمكن ان تكون هكذا يا سيدة اوليفر انا اعلم اين الليدى ستابس

Bunu yapmanın sebebini bilmiyorum, evlat. Zeki birisin, öyle olduğunu biliyorum.
انا لا اعلم ماذا ستفعل بهاذا لكنك ذكى انا اعلم ذلك

Bu hazinenin bana hiçbir faydası olmadığını biliyorum, onlara da olmayacak.
انا اعلم الان انى لا استطيع الاستفاده منه و كذلك هم

Ne yaptığımı biliyorum. Bir otomobil bu, çocuk arabası değil.
اعلم ماذا افعل ، انا اقطر سيارتك وليس عربة اطفال

biliyorum bizim çocukları bu işlerde kullanmayı sevmiyorsun ama... aslında Vic onlardan biri sayılmaz Dört senedir ortalıkta dolaşmıyordu.
اعلم انك لا تفضل استخدام الشباب في هذه المسالة ولكن بالنسبة لفيغ ، اعني ،.. انه يجلب الحظ لنا

Bildiğini biliyorum. Babamla görüşmem lazım ve ne yapmamızı istediğini öğrenmem lazım.
اعلم انك تعلم بذلك ، علي أن اتصل بابي لأرى مايجب فعله

Kötü söz söyleyemem ki. biliyorum zor olmalı fakat tam olarak kelimeleri öğrenmeliyim
انا اعلم انه من الصعب قولها ولكننا نريد معرفة ما هذه الكلمات بالضبط

Yakışıklı olmadığını biliyorum. 73 model Dodge Polaris kullandığını da.
اعلم انه ليس وسيما وكما انه يقود سيارة موديل 73

Her zaman hep beni istemiştin biliyorum... ve bende hep seni arzulamıştım.
اننى اعلم انك كنت دائماً ترغب في وانا ايضاً طالما مارغبت فيك

Bunu ben biliyorum, iddia makamı, Bay McNeil, o da biliyor.
أنا اعلم هذا ، المُدَّعِي العامُّ ، سيد مكنيل يعلم هذا

Hiç bir zaman inanmak istememiştim. Ama şimdi doğru olduğunu biliyorum.
انا لم اؤمن بذلك من قبل ولكنى اعلم الان انه حقيقة

İçinde bir yerlerde sevimli bir küçük oğlan olduğunu biliyordum.
اعلم ان هناك طفل صغير لطيف فى مكان ما بداخلك

Ama akım veya film hakkında herşeyi çok fazla bilmiyordum.
ولم اكن اعلم كثيراً عن تلك الحركة .. او الفلم

-Bir erkeğe nasıl böyle bir şey dersin? -Şey bilemiyorum, Burt.
ما هذا الشيء الذي تقوله لرجل حسنا , لا اعلم بيرت

Pekala Bay Cantrow, başka Bilmem gereken küçük, karanlık sırlarınız var mı?
حسناٌ سيد كانترو هل هنالك اسرار مظلمه قذرة يجب ان اعلم بأمرها؟

- Hepimiz burada öleceğiz. - farkındayım. Hazır değiller, Storm.
سوف نقتل هنا ستورم انا اعلم ذلك, انهم ليسوا جاهزين

Bunu kesinlikle benim yapmadığımı söyleyebilirim, çünkü ne yapıp ne yapmadığımı bilirim.
أنا استطيع أن أؤكد أنني لم افعلها ، لأنني اعلم ما فعلته

Eğer onun nerede olduğunu öğrenmek istiyorsan, ben de niye sorduğunu bilmek isterim.
واذا كنت تريد ان تعلم اين هو , علي ان اعلم لماذا ؟

Sen, yani onun karısı bilmiyorken, ben nereden bileyim? : P
اذا كنت انت زوجته لا تعلم فكيف لي ان اعلم ؟

Ah, olamaz, hiçbir fikrim yoktu. Keşke nerede olduğunu bilseydim, gidip onunla konuşabilirdim.
تبا، لم تكن لدي اية فكرة لو كنت اعلم مكانه، لذهبت لتحدث اليه

- Tüm bunları ona neden anlatıyorsun anlamıyorum. Seni anlayamıyor.
انا لا اعلم لماذا تحبره بكل هذا انه لن يفهم

Bu günün senin için ne kadar acı verici olabileceğini anlıyorum.
انا اعلم كيف يمكن ان يكون هذا اليوم مؤلم بالنسبه لك

Elinizdeki polis raporundan haberim var, ve onu Hanna'ya kimin gönderdiğini biliyorum.
اعلم بشأن تقرير الشرطة الذي تمتلكينه واعلم من الذي ارسله الى هانا

Siz neredeydiniz bilmiyorum ama ben oturma odamdaydım. Resmen dini bir olay gibiydi.
لا اعلم اين كنتم في ذلك الوقت, ولكن انا كنت في غرفه معيشتنا.