| Şu an yaşadığı deneyim ona bu sınıfta öğreteceğiniz her şeyden daha zengin. | Open Subtitles | التجربة التى يخوضها اغلى من اى شىء يمكن ان يدرسه فى صفه الدراسى |
| Aslında tekneden daha pahalılar o yüzden arada içecekler senden. | Open Subtitles | فى الحقيقة انهم اغلى من الرحلة البحرية لذا المشروبات على حسابك |
| Özellikle Julliard'da bir dönemden daha pahalı olduğu için. | Open Subtitles | وخصوصا عندما يكون ثمنه اغلى من فصل دراسي كامل في جامعة جوليارد |
| Kardeş Bradshaw, altından daha değerli mülkler olduğunu bilen biri. | Open Subtitles | تعلم الاخت برادشاو ان هناك ممتلكات اغلى من الذهب |
| Siahların altından daha değerli olduğu adalar. | Open Subtitles | حيث السلاح يساوي اغلى من الذهب |
| - Elmaslardan daha değerli. - Silah kaçakçıIığı mı? | Open Subtitles | بل اغلى من الالماس - تقصد تجارة السلاح ؟ |
| Bu yerden daha büyük değil... | Open Subtitles | سوف نرى, ليست اغلى من منزلكِ هذا. |
| "Sen bize aitsin. Sen, hayattan daha değerlisin." | Open Subtitles | "انت تنتمي لنا وكنت اغلى من الحياة ". |
| £9,000. James'in arabasından £2,000 daha pahalı | Open Subtitles | قيمتها 9 الاف باوند أي اغلى من سيارة (جيمس) بالفي باوند |
| Bundan £66,000 daha pahalı. | Open Subtitles | ! انها اغلى من سيارتي بـ 66 الف باوند |
| Kimsenin hayatı Fransa'dan daha değerli değildir. | Open Subtitles | لا حياة اغلى من فرنسا |
| O daha pahalı. | Open Subtitles | انها اغلى من الباقي |