| Her gelişinde daha mutlu görünüyorsun, ama daha kötü söylüyorsun. | Open Subtitles | فى كل مرة تأتين الى هنا تبدين اكثر سعادة وتغنين اكثر سوءا |
| Hertfordshire'da geçirdiğim o kısa aylardan daha mutlu bir anım olduğunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انني اذكر وقت اكثر سعادة من تلك الاشهر القليلة التي قضيتها في هيرتفورشاير |
| Dolapta yaşıyorsun zaten. Eski yerinde daha mutlu olabilirsin. | Open Subtitles | انت تعيش في خزانة ستكون اكثر سعادة في بيتك السابق |
| Ama sana yemin ederim ki, hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | ولكني اعدك .. بـ أنني لم اكن اكثر سعادة يوماً |
| Benimleykenki kadar mutlu olduğun başka bir zaman oldu mu? | Open Subtitles | هل كنتى اكثر سعادة مطلقا مما كنتى و انتى معى ؟ |
| Ama sen onu daha fazla mutlu edebileceğini düşünürken mutlu olabilecek misin? | Open Subtitles | لكن انت ستكون اسعد عندما تعرف انك استطعت ان تجعلها اكثر سعادة |
| Aptal ağabeyimi gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim. | Open Subtitles | اريد ان اخبرك بأني لم اكثر سعادة من رؤية اخي الكبير |
| Bu iyi, giderek daha ışıltılı daha mutlu gözüküyorsun. | Open Subtitles | هو جيد، بأنّك عندك أصبحت ألمع و اكثر سعادة. |
| Bir şeyleri atlamasaydınız daha mutlu olabilirdim. | Open Subtitles | أستطيع أن أكون اكثر سعادة أذا أفصحت عن شيء |
| Yüz dolar kazanırken daha mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأكون اكثر سعادة بالحصول على مئة دولار سريعة |
| Kiminle evlendiğimi biliyorum, Joe ve daha mutlu olamazdım. | Open Subtitles | انا اعرف بمن تزوجت , جو ولا يمكننى ان اكون اكثر سعادة |
| Çoğu zaman dışarıdayken yatakta kitap okuyor olsam kendimi daha mutlu hissederdim diye düşünüp duruyorum ve bu da benim keyfimi kaçırıyor. | Open Subtitles | معظم الاوقات عندما اكون خارجا اظل افكر بانني ساكون اكثر سعادة في الفراش مع كتاب |
| Son zamanlarda aramızın iyi olduğunu ve benim daha mutlu olduğumu söylüyordu. | Open Subtitles | كان يقول ان الامور كانت افضل مؤخرا بيني و بينه و انني كنت اكثر سعادة |
| Eminim sen burada olsaydın çok daha mutlu olurdu. | Open Subtitles | أنا متأكد من انها ستكون اكثر سعادة لو كنت هنا |
| Hanım ile daha mutlu olamazdık, değil mi aşkım? | Open Subtitles | السيدة وانا لم نكن اكثر سعادة اليس كذلك حبيبتي؟ |
| Ne kadar az eşin olursa nihai eşinle o kadar mutlu olursun. | Open Subtitles | كلما قل عدد شركائك كلما كنت اكثر سعادة مع شريكك المطلق |
| Benim hiç olmadığım kadar mutlu görünüyorlar. | Open Subtitles | انهم يبدون اكثر سعادة ممن ابدو علي انا من قبل |
| Çünkü senin dışında kimseyle bu kadar mutlu olamazdım. | Open Subtitles | لأنه لا يمكن ان أكون اكثر سعادة في حياتي معك |
| Çünkü hayatımı kurtardın dostum kardeşimi hiç görmediğim kadar mutlu biri yaptın. | Open Subtitles | لانك أنقذت حياتي وجعلت اختي اكثر سعادة من اي وقت مضى |
| Söylemeni istediğim şey... olay her ne olursa olsun, beraberce üstesinden geleceğimiz... daha önce hiç bu kadar mutlu olmamış olman... ve herşeyin harika olacağı. | Open Subtitles | ... اريدك ان تقول مهما يكن الامر .. فـ سنواجهه معاً وانك لم تكن اكثر سعادة يوماً |
| Sonra da seni, buradan çok daha fazla mutlu olacağın bir yere götüreceğim. | Open Subtitles | سوف آخذك الى مكان ما حيث ستكونين اكثر سعادة |
| Aptal ağabeyimi gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim. | Open Subtitles | اريد ان اخبرك بأني لم اكثر سعادة من رؤية اخي الكبير |