| Bunun batıl inançtan daha fazlası olduğunu biliyorum. Tehlike oldukça gerçek. | Open Subtitles | انها اكثر من مجرد خرافة انا اعرف الخطر موجود | 
| Ortada şanslı bir tahminden daha fazlası var değil mi? | Open Subtitles | هذا كان اكثر من مجرد تخمينات حالفها الحظ ؟ | 
| Atlantis şehirden daha fazlası. - Bu bir galaksiler arası yolculuk edebilen uzay gemisi. - Evet? | Open Subtitles | اطلنتس اكثر من مجرد سفينه انها محطه فضائيه بين المجرات | 
| Bu, Brezilya için maçtan çok öte.. | Open Subtitles | انها اكثر من مجرد مباراة بالنسبة للبرازيل | 
| Şimdi bunun bize söylediği, duvar dokularının damar dokularını sadece kaplamaktan çok daha fazlasını yaptıkları. | TED | الان الذي يُخبرنا به ذلك ان الجدار النسيجي يقوم بدور اكثر من مجرد تغليف الاوعية الدموية. | 
| Ben sıradan bir hademeden çok daha fazlasıyım, John. | Open Subtitles | أنا اكثر من مجرد ممرض ياجون | 
| Ama şimdi Elliott ödemeye istekli olduğuna göre... | Open Subtitles | لكن الان اليوت اكثر من مجرد متبرع، | 
| - Evet. Burada dost ateşinden daha fazlası var. | Open Subtitles | إذاً كان الأمر اكثر من مجرد حادثة إطلاق نيران صديقة | 
| Evet, anlıyorum ama şu anda ona sembolden daha fazlası gerekiyor, anlıyor musun? | Open Subtitles | نعم نعم و لكنها الان تحتاج اكثر من مجرد رمز | 
| Bu duvarların arkasındaki insanlar safi köylüden daha fazlası. | Open Subtitles | إن الناس الموجودين خارج هذه الجدران اكثر من مجرد فلاحين | 
| Bana göre aile, iyi niyetlerden daha fazlası olması gerekir. | Open Subtitles | بالنسبه لي العائله يجب ان تكون اكثر من مجرد نوايه حسنا | 
| Orada Mars kayalarından daha fazlası var. | Open Subtitles | اكثر من مجرد كومة من صخور المريخ | 
| Aman Tanrım, Becchi. Alaboradan çok daha fazlası olur. | Open Subtitles | يا الهي يا "بيكي" ان هذا اكثر من مجرد تهديد | 
| DNA'larımızdan daha fazlası olduğumuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أؤمن أننا اكثر من مجرد حمض نووي | 
| Umarım bu olayın ardında kendini göstermekten daha fazlası vardır. | Open Subtitles | امل ان يكون هذا اكثر من مجرد حالة "انظر الى وجهي" | 
| Bu işte ortak olduğuöuz için, ast-üstten öte olduğumuz için, | Open Subtitles | لأننا كنا زملاء في هذا الموضوع و اكثر من مجرد مدير و مرؤوس | 
| Onun hakkındaki konuşmandan aranızda arkadaşlıktan öte bir şey var gibi geldi. | Open Subtitles | طريقة كلامك عنه. يبدو بأنكما كنتما اكثر من مجرد أصدقاء | 
| Bu kadınlar seksten daha fazlasını ararlar. Romantizm isterler. | Open Subtitles | هذهِ النساء يبحثن عن شيء اكثر من مجرد جنس ، يبحثن عن الرومانسية | 
| Seninle olmaktan fazlasını istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك متزوجة لا يجب بأن يكون اكثر من مجرد ان اكون معك وحسب | 
| O gecenin geç saatlerinde bir grup arkadaş çöldeki arka yollardan Las Vegas'a doğru yolculuk etmekteydi ve gökteki ışıklardan çok daha fazlasına şahit oldular. | Open Subtitles | في وقت متاخر من تلك الليلة رحالة عائدون من الصحراء الى لاس فيجاس شاهدوا اكثر من مجرد ضوء بالسماء | 
| Doktorundan fazlasıyım. | Open Subtitles | فانا اكثر من مجرد طبيبه | 
| Ama şimdi Elliott ödemeye istekli olduğuna göre... | Open Subtitles | لكن الان اليوت اكثر من مجرد متبرع، |