| Ama ilaç şirketleri bu hapları kaç dolardan fiyatlandırıyor biliyor musunuz? | Open Subtitles | ولكن هل تعلم تسعيرة شركات الأدويه لواحده فقط من هذه الحبات؟ |
| Vesaire.. Ben yeni bir tür ilaç yaratmak istedim, amacım hasta ile tedavi arasında yeni bir tür ilişki yaratmaktı. | TED | وأردت أن أنتج نوع جديد من الأدويه حتي أبتدع نوع جديد من العلاقات بين المريض والعلاج. |
| Kimyasal bir şeyler deneyebilirdik, ama bu çocuk zaten bir sürü ilaç alıyor. | Open Subtitles | يمكننا أن نعطيه مسهلاً لكن ذلك الفتى شرب الكثير من الأدويه |
| Bana verdikleri bütün ilaçlar aklımı sisli yaptı | Open Subtitles | مع كل الأدويه التي آخذها تجعلني مشوشه بالمقابل |
| O yüzden, muayene olacağım... ve tavsiye ettikleri ilaçları alacağım. | Open Subtitles | لذا سأخضع للفحص وسأخذ الأدويه التى سينصحونني بها |
| Bilseydi içmezdi. Çünkü ilâç almayı kabul etmiyor. | Open Subtitles | اذا علمت فلن تتناوله , لأنها ترفض تناول الأدويه |
| Başınıza gelen garip şeyler var ya, korkarım ki, ilacın yan etkisi değil. | Open Subtitles | والأشياء الغريبه التي تجربينها انها ليست من الأدويه |
| Klinik testler ve Gıda ve İlaç Dairesi onaylı. | Open Subtitles | أُجريت عليه إختبارات كيماويه و أجازته هيئة الأدويه |
| Ondan sonra 14 gün zorunlu psikiyatrik izleme alınır direk ilaçlara başlarlar. | Open Subtitles | ثم سوف يكون في العزل النفسي لمدة 14 يوم، و سوف يعطونه الأدويه على الفور، |
| Ben ilaç setini alıp size yetişeceğim. | Open Subtitles | .سأذهب لإحضار علبة الأدويه وسألحق بكم لاحقاً |
| Harika! "Ağrılı" hastan için ilaç alıyorsun. | Open Subtitles | أوه, عظيم, إنكِ تجلبين الأدويه من أجل مريضك الذي يعاني من الآلام |
| Ona biraz acetaminophen ver. İlaç dolabında bulabilirsin. | Open Subtitles | أُمي ، فلتعطيه بعض المسكنات فحسب تجدينها في خزانة الأدويه |
| İlaç için en nitelikli köylüleri gönderdik. | Open Subtitles | لقد أرسلنا أكثر أبناء قريتنا كفاءه لجلب الأدويه |
| Ama tıp lisansı olmadan ilaç dağıtamaz. | Open Subtitles | ولكن من دون ترخيصه طبي لا يمكنه أن يصف الأدويه |
| Biraz ilaç alman gerekiyor, farkı göreceksin. | Open Subtitles | يتعين عليك أن تجرب بعض الأدويه حينها ستدرك الفرق. |
| İlaçlar işe yaramıyor deyip geçelim. | Open Subtitles | لأنه بصراحه الأدويه لم تعالج هرموناتها الذكريه. |
| Tıbbî çantanızda hangi ilaçlar var Doktor ve neden yanınızda getirdiniz? | Open Subtitles | ما هي الأدويه التي في حقيبتك الطبيّه أيها الطبيب ؟ لما لا تحقق في ذلك ؟ |
| İlaçlar, efendim. Bütün stok. | Open Subtitles | إنها الأدويه يا سيدى كل التجهيزات |
| Arkadaşın olarak o ilaçları bırakman konusunda seni uyarıyorum. | Open Subtitles | أنا أحذرك كصديقه بأنه يجب عليك ترك تلك الأدويه |
| Verdikleri ilaçları da alacağım. | Open Subtitles | وسأخذ الأدويه التى سينصحونني بها |
| Hayır. Melissa, ilaçları alınca nerede olduğunu öğreneceğini söyledi. | Open Subtitles | لا,"ميليسا" قالت أنها الوحيده التي أخبرها بمكانه ذات مره ليتمكن من أخذ الأدويه |
| Ingelise için hayli ilâç yazmıştım. | Open Subtitles | وَصفتُ لانجليس الكثير من الأدويه |
| Yeni ilacın kanserde etkili olacağına güvence vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتنا بالكثير من الأدويه يا "غوردون" لقد وعدت بايجاد العديد من العلاجات لأمراض الزكام وحتى السرطان |
| Bu bana pek Gıda ve İlaç Dairesi onaylı gelmedi. | Open Subtitles | هذا لا يبدو مجازاً من "هيئة الأدويه يا "فيرن |
| Bence direkt ilaçlara geçmek iyi bir fikir değil en azından sorun üzerine konuşmadan önce. | Open Subtitles | حسناً, لا اظن من انها فكره جيده ان نقفز مباشرتاً إلى الأدويه على الأقل ليس حتى ان نتكلم عن المشكله |