| Çünkü, kuzeydeki Manastırlar, fakir insanlara kucak açıyordu ve Tanrı'ya hizmet ediyorlardı. | Open Subtitles | لأن الأديرة الشمالية أعطت الأسلحة للفقراء والإيمان لخدمة الرب. |
| Çok önemsediğin Manastırlar ve kiliseler hakkında. | Open Subtitles | الأديرة والبيوت الدينية التي تهتم بها كثيرا. من فضلك |
| Etrafta binlerce manastır olmalı, neden oradaki? | Open Subtitles | هناك العديد من الأديرة لماذا هذا بالتحديد |
| Cornwall'da iki tane manastır vardı. | Open Subtitles | هناك اثنين من الأديرة في كورنوال |
| Sanırım bu soylular, kapatılan bazı manastırları kiralamak istiyorlar. | Open Subtitles | أتصور ان هؤلاء النبلاء تريد شراء عقود الإيجار لبعض الأديرة التي تم مصادرتها |
| Ama batıdaki manastırlarda da aynı mimari kullanılır bazen. | Open Subtitles | لكن الكثير من الأديرة الغربية إستخدمت نفس التصميم المعماري |
| Doğal hayata duyulan bu saygı Manastırların ötesine geçerek halka kadar yayılmış durumda. | Open Subtitles | هذا المجال للحياة البريّة يمتد ما بعد الأديرة وإلى الافق الأوسع. |
| Bu Manastırlar genellikle öyledir. | Open Subtitles | تلك الأديرة غالباً ما تكون كذلك |
| Bu karanlıkta, Hıristiyanlık kilise ve Manastırlar vasıtasıyla hızla yayılıyordu. | Open Subtitles | في هذه العصور المظلمة ضياء "الأيمان بالمسيحية"... إنتشر الأيمان من الأديرة والكنائس. |
| Manastırlar Papalığın koruması altındadır. | Open Subtitles | الأديرة تتم حمايتها جيـّداً |
| "Manastırlar ve kiliseler yıkıldı." | Open Subtitles | الأديرة والكنائس قد دمرت |
| - Manastırlar suyu kurudu mu? | Open Subtitles | هل أفرغت كل الأديرة ؟ |
| manastır, orta-asyadaki işleyen en eski manastır olma özelliğini taşıyordu. | Open Subtitles | واحد من أقدم الأديرة التي ظلت تقوم بدورها في وسط (آسيا). |
| Pekâlâ, manastırları kimin kapattığını hanginiz söyleyecek? | Open Subtitles | حسنا من يمكنه أن يخبرني من أغلق جميع الأديرة ؟ |
| Bazı manastırları kapatarak, oradaki menkulleri ve karları, hazineye aktarması gerekirken tüm karın üstüne yatmış. | Open Subtitles | كما أنه يغلق أسوأ الأديرة ويجردها من أصولها كما يفترض أن يفعل , لكن بدلاً من نقل كل الأرباح لخزانة الملك فهو يخفيها كلها |
| Pek çoğu ilk olarak manastırlarda tasarlanmış. | Open Subtitles | أتعلم شيئاً؟ الكثير من هذه المفاتيح كانت تُصمم بباديء الأمر في الأديرة. |
| Yusuf'un kutsal kokarcası vardır ama bildiğim kadarıyla Katolik yetimhanelerinde ve manastırlarda dövme yapan kimse yok. | Open Subtitles | لكن على حسب علمي الملاجئ الكاثوليكية و الأديرة... لا تبقي دار للأوشام بها |
| Manastırların kapatılmasıyla, Majesteleri büyük bir servet elde etti zaten. | Open Subtitles | نتيجة لتفكك الأديرة اكتسب صاحب الجلالة ثروة كبيرة |
| Tabii öncesinde biz, Manastırların tasfiye edilmesini sağlamazsak. | Open Subtitles | يجب علينا المضي قدما في حل الأديرة |
| Dehlizlerde oturduğumuzu ve bana çok önemli bir şey söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأعلم بأننا جلسنا معاً في الأديرة وأخبرتني بشيء مهم جداً |