| dört çocuğuyla birlikte kötü durumda olan evlerde yaşayan anneler var. | TED | أم وحيدة، تسكن في مساكن ذوي الدخل المنخفض مع أطفالها الأربعة. |
| Beyaz kavşak noktaları, çizgi üzerindeki herhangi bir beyaz noktaya göre dört bir yandan daha fazla beyazlıkla çevrilidir. | TED | نقاط التقاطع البيضاء محاطة بلون أكثر بياضًا نسبيًا من الجهات الأربعة أكثر من أي نقطة بيضاء على طول الخط. |
| Belki biz dördümüz bir ara çay içmek için buluşmalıyız . | Open Subtitles | لربّما الأربعة من الولايات المتّحدة يمكن أن يجتمع للطعام مع الشاي. |
| Eğer onları test ederseniz, ne sorarsanız sorun dördü de aynı skoru alacaktır. | TED | إذا أختبرتهم، كل الأربعة سيحرزوا على نفس النتيجة في أي شئ تسأله لهم. |
| Şu Büyük Dörtlü işi bütün uluslararası topluluğu diken üstünde tutuyor. | Open Subtitles | اعمال الكبار الأربعة هذه جعلت المجتمع الدولى بأكمله على حافة الهاوية |
| İddianıza göre, dördünüz de... bir şekilde şirketimle anlaşma yapmışsınız. | Open Subtitles | إدعائكم الأساسي أنتم الأربعة أدخل نوعاً جديداً من الترتيب لشركتي |
| Ama bu dört yükün üç kuvvete denk gelmesi hikayenin sonu değil. | TED | ولكن هذه الشحنات الأربعة الناتجة عن القوى الذرة الثلاثية.. ليست نهاية القصة. |
| dört küreğimin dördü de daha yarı yola ulaşamadan kırıldı. | TED | وكُسِرَت كل ألواح التجديف الأربعة قبل أن أعبر منتصف المسافة |
| Dünyanın en büyük beyinlerinin yönettiği, gücün dört temel taşı. | Open Subtitles | الأربعة من أحجار الزاوية للقوة يرأسها أعظم عقول فى العالم |
| Japonya da dört kişinin içinden tek bir eş seçmeli. | Open Subtitles | مشكلة الأمير هو أنّ عليه الإختيار من بين الأربعة نساء |
| Uzun bir gece olacaktı. MacKenzie malikanesinde dördümüz. Şunu dinle. | Open Subtitles | ستكون ليلة طويلة فقط نحن الأربعة في قصر ماكنزي القديم |
| dördümüz burada birlikte yaşamaya alıştık ve sonra sen geldin, doğal olarak senin hakkında konuşuyoruz. | Open Subtitles | لقد اعتدنا على العيش معا هنا، نحن الأربعة وحين جئت إلينا فمن الطبيعي أن نتحدث عنك |
| 12 kişilik piyade mangasından geriye sadece dördümüz kalmıştık. | Open Subtitles | غادر منا 4 فحسب من أصل 12 رجلاً من جنودنا نحن الأربعة كل ما تبقي |
| - Evet, Barker. Ve bu dördü de CIA'in faaliyetlerine katılmışlar. | Open Subtitles | باركر و الأربعة الآخرون سبق لهم العمل في أنشطة تابعة لل.. |
| Büyük Dörtlü'ye çok yaklaşmıştı, bu nedenle onu ortadan kaldırdılar. | Open Subtitles | انه اقترب جدا من الأربعة الكبار ولهذا قاموا بالتخلص منه |
| Bana anlat, Matmazel Monro. Bana Büyük Dörtlü hakkında neler bildiklerini anlat. | Open Subtitles | تحدثى لى يا انسة مونرو اخبرينى بكل ما تعلميه عن الأربعة الكبار |
| Siz dördünüz yarın sabah üçte burda olun. | Open Subtitles | الأربعة رجال الذين أخترتهم لابد أن يكونوا هنا فى الثالثة صباحاً بالضبط |
| Siz dördünüz burada kalın, ben işaret verince aşağı inin. | Open Subtitles | أنتم الأربعة ابقوا هنا، انزلوا حينما أعطي الإشارة |
| Boris, Açık sözlü-lanet-dört parmaklı (Four Fingers) birinci sınıf bir elması var. | Open Subtitles | بوريس .. فرانكي ذو الأربعة اصابع معه ماسة فى حجم قبضة اليد |
| Diğer dördünü yolladım ve bu da sadece elleriyle bir şeyler yapabildi. | Open Subtitles | حسناً، لقد أرسلت الأربعة الآخرون وكل ما حصل عليه هذا هو باليد. |
| Acaba Dördümüzün en ön sırada iyilik perisinin yanında oturması mümkün mü? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه من الممكن أن نقف نحن الأربعة في الصف الأمامي |
| Beş duyundan birisinden yoksun kaldığında, ...kalan dördünün keskinleşerek diğerini telafi ettiği söylenir. | Open Subtitles | يُقال أنك لو حجبت أحد حواسك الخمسة الأربعة حواس الأخرى يصبحون أكثر حدة |
| Bir üstkurmaca tekniği de dördüncü duvarı kırmaktır. | TED | وأاحد تقنية ميتافكتيف هو كسر الجدران الأربعة. |
| Doğru, ama bardaki kavganın ardından MacKenzie kardeşlerin dördüne de dikiş attı. | Open Subtitles | صحيح، لكن ثمّ الإخوة ماكينزي الأربعة دَخلَوا في معركة حانةِ وزوي قطبت جراحهم |
| O herifi yakalamama yardım edecek olsalardı parayı dörde bölüp, kardeş payı yapardım. | Open Subtitles | لو أنهم ساعدوني لقسمتها على الأربعة بالتساوي مثل الأخوة |