| Belki.Yani o, biz yaptık diyorsa Büyük ihtimalle biz yapmışızdır. | Open Subtitles | ربما, أعني إذا قال أننا فعلناها, فعلى الأرجح أننا فعلناها |
| Artık o olmadan Büyük ihtimalle başaramayız. | Open Subtitles | على الأرجح أننا لا نستطيع أن نعمل بدونه الآن |
| Büyük ihtimalle yollarımız pek çok kez kesişmiştir. | Open Subtitles | على الأرجح أننا سلكنا نفس الطرق عدة مرات |
| Bu süreç boyunca, Muhtemelen hastanelerde, kliniklerde ve bakım evlerinde bol zaman geçireceğiz. | TED | وخلال تلك الفترة، من الأرجح أننا سنقضي الكثير من الوقت في المستشفيات ودور العجزة ودور الرعاية. |
| yol açtığı semptomlar mı? Bunu Muhtemelen beyni çok daha yakından inceleyip anlayana kadar bilemeyeceğiz. | TED | الأرجح أننا لن نعلم حتى نمتلك فهما أعمق للدماغ. |
| Büyük ihtimalle sonsuza dek hapis kalacağız. | Open Subtitles | الأرجح أننا سنحتجز هنا بصورة دائمة |
| Aradığımız şüpheli Büyük ihtimalle erkek. | Open Subtitles | على الأرجح أننا نبحث عن مشتبه به ذكَر. |
| Büyük ihtimalle onları bir daha asla göremeyeceğiz. | Open Subtitles | على الأرجح أننا لن نراهم مرة أخرى. |
| Shawn, son dört yıldaki binlerce aptal bencil ve son derece yaşam tehdit edici numaralarından sonra olmadıysa Büyük ihtimalle öyle bir şey olmayacaktır. | Open Subtitles | (شون)، ألم تدرك أنه لم يفرق بيننا أي من الأعمال الغبية والأنانية والمهددة للحياة طوال هذه السنوات الأربع؟ الأرجح أننا لن نفترق |
| Ve Muhtemelen, bir kovboya ihtiyacımız var dürüst olmak gerekirse. | TED | وعلى الأرجح أننا نريد، حسناً، على الأرجح أننا نريد راعي بقر لأكون صريحاً جداً. |
| Biz Muhtemelen maç başlayana kadar burada takılacağız. | Open Subtitles | على الأرجح أننا سوف نقضي بعض الوقت خارجاً قبل أن تبدأ اللعبـة |
| Muhtemelen bazı aynı adamları tanıyoruzdur. | Open Subtitles | على الأرجح أننا نعرف بعضاً من الأشخاص ذاتهم |
| Muhtemelen donanmaya katılmamız için fırsat verilir. | Open Subtitles | الأرجح أننا سنعطى فرصة الانضمام إلى الأسطول |
| Ve Muhtemelen hala arkadaş olabiliriz. | Open Subtitles | ومن الأرجح أننا سوف نبقى أصدقاء |