| Muhtemelen kendini çok kötü hissediyor. Bu yüzden güven verici birşeyler söyle. | Open Subtitles | الأرجح أنّها تشعر بالاستياء لذا قل كلاماً مطمئناً |
| Hem zaten Muhtemelen tesadüftür. | Open Subtitles | ويمكنها الإعتناء بنفسها. بالإضافة، على الأرجح أنّها مصادفة على أيّة حال. |
| Muhtemelen sürünerek gitmiştir. Bizden on dakikadan fazla uzaklaşmış olamaz. | Open Subtitles | على الأرجح أنّها فرّت زاحفةً لا يمكنها أن تتقدّمنا بأكثر من 10 دقائق |
| Muhtemelen sürünerek uzaklaşmış. Ancak on dakika ötemizdedir. | Open Subtitles | على الأرجح أنّها فرّت زاحفةً لا يمكنها أن تتقدّمنا بأكثر من 10 دقائق |
| Kadınlarla yola çıkarsan böyle olur. Muhtemelen bir kelebek kovalıyordur. | Open Subtitles | هذا ما يحصل عندما تحضر إمرأة، على الأرجح أنّها تطارد فراشة |
| Muhtemelen o gençlerle birlikte eve dönmüştür. | Open Subtitles | على الأرجح أنّها حصلت على توصيلة للمنزل رفقة هؤلاء الشباب. |
| Muhtemelen cüzdanını açtığında çıkan tozadır. | Open Subtitles | من الأرجح أنّها بسبب الغبار الخارج من محفظته عند فتحها. |
| Muhtemelen onu o gün tanıdı ve ne yaptığını merak ederek onu takip etti. | Open Subtitles | الأرجح أنّها تعرّفت عليه آنذاك، وتساءلت عمّا يفعل، وتتبّعته. |
| Yoktu. Büyük bir olasılıkla tecavüz değil. Onu öldüren kişiyle yakınmış Muhtemelen. | Open Subtitles | صحيح، الأغلب أنّه ليس اغتصابًا الأرجح أنّها كانت متحابّة مع قاتلها |
| O ağrı kesicileri de Muhtemelen ilaç şirketi hatunundan almıştır. | Open Subtitles | من الأرجح أنّها اشترت المسكّنات من صيدليّة تلكَ الفتاة. |
| Adamlarım bir tane külçenin üzerinde kan bulduklarını söyledi. Muhtemelen kurbanın. | Open Subtitles | أخبرني رجالي أنّه قد وجدوا دماءاً على واحدة من السبائك، على الأرجح أنّها تخصّ الضحية. |
| - Boğuşma izi de yok. Muhtemelen uykusunda kaçırıldı. | Open Subtitles | لا توجد علامات على صراع، على الأرجح أنّها قد إختُطفت أثناء نومها. |
| Yani Muhtemelen içgüdünden çok gözlerin işe yarıyor. | Open Subtitles | لذا على الأرجح أنّها عيناك أكثر من حدسك. |
| Boyuta göre Muhtemelen baskın tarafı daha güçsüz olan bir kadın. | Open Subtitles | من الحجم، على الأرجح أنّها إمرأة ضعيفة في جانبها المهيمن. |
| Bu da Muhtemelen intihar olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | ما يشير على الأرجح أنّها لم تكن عملية إنتحار. |
| "Kasap'ın ben olduğum ortaya çıksaydı Muhtemelen kafayı yerdi." | Open Subtitles | "لو تمّت إدانتي على أنّي السفّاح فعلى الأرجح أنّها ستنفجر" |
| Deponun içinde bir yerlerde kaybolmuştur Muhtemelen. | Open Subtitles | على الأرجح أنّها ضاعت بالمخزن بمكانٍ ما |
| Karımdır Muhtemelen. | Open Subtitles | لا شيء، على الأرجح أنّها زوجتي |
| Muhtemelen kendine yeni bir oyun arkadaşı bulmuştur. | Open Subtitles | على الأرجح أنّها وجدت أحداً لتحتفل معه |
| - Muhtemelen semptomlarına yardımcı olur. | Open Subtitles | من الأرجح أنّها ستخفف من أعراضك |