| dulun tuttuğu güvenlik görevlilerini sürü halinde... akın ederken hayal edebiliyordum. | Open Subtitles | أرى المحققين يأتون أفواجاً بطلب من الأرملة |
| O fahişe, ana tavuk gibi dulun üstüne çöreklenmiş. | Open Subtitles | تلك الساقطة تحرس الأرملة كما لو أنها أمها |
| Keşke o hergele geberseydi. dulu daha kolay idare ederdik. | Open Subtitles | اعتقدت أن موت ذلك الوغد سيبسط من مهمتنا مع الأرملة |
| Enjektörün her tarafında parmak izlerin varken yas tutan dulu oynaman zor olacak. | Open Subtitles | سيكون من الصعب عليكِ أن تمثلي دور الأرملة الحزينة و بصماتك على المصل |
| En azından S.H.I.E.L.D.'ın dayanıklı kapıları var. Değil mi, Widow? | Open Subtitles | على الأقل شيلد لديها أبواب غير قابلة للتدمير صحيح , أيتها الأرملة ؟ |
| Acılı Dul olup, girdiğim her mekânın havasını bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | لم أقصد أن أكون الأرملة الحزينة ولم أقصد تخريب أوقاتكم. |
| O dula karşı olan şefkatiniz beni utandırdı. | Open Subtitles | شهامتك مع تلك الأرملة جعلتنى أشعر بالخجل من نفسى الايجار الشهرى سيبقى كما كان |
| Kusuruma bakmayın, Majesteleri, ama bu işlerden en az Kraliçe Dowager kadar iyi anladığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | مع احترامي لجلالتك، أعتقد أنني أفهم هذه الأمور على الأقلّ كالملكة الأرملة |
| Onun için eyalet cenazesi yaptılar, tabloyu da yaslı bir dulla tamamladılar. | Open Subtitles | الإف بي آي قتلوا غوس وبعدها أقاموا جنازة حكومية له مكتملة مع الأرملة الحزينة كديكور |
| dulun ağzına iki avuç afyon tıkamış olmalı. | Open Subtitles | يجب وضع كمية مضاعفة من ذلك الأفيون في فم الأرملة |
| Onun bozuk ağzı ve dulun afyondan sersemlemiş kafası... Aralarındaki konuşma dinlemeye değer doğrusu. | Open Subtitles | بلسانها القذر وانتشاء الأرملة بالأفيون سيجريان حديث العمر |
| Katillerin de bilmek istediği buydu. dulun, paranın nerede olduğunu bilmediğinden emin misin? | Open Subtitles | هذا ما أراد قتلته أن يعرفوه، أنت هل أنتَ واثق من عدم معرفة الأرملة بمكان النقود؟ |
| Bu dulun kurtarma görevi için hırsızlara ihtiyacı yok. | Open Subtitles | هذه الأرملة لا تحتاج إلى لصوص للقيام بمهمّة إنقاذ |
| Enjektörün her tarafında parmak izlerin varken yas tutan dulu oynaman zor olacak. | Open Subtitles | سيكون من الصعب عليكِ أن تمثلي دور الأرملة الحزينة و بصماتك على المصل |
| Bu dulu yok etmeyi düşünmedim diyemem. | Open Subtitles | لا استطيع الأنكار اننى فكًرت فى ضرب هذه الأرملة |
| Mutsuz dulu oynayarak bayağı zaman geçirdim, ama siyah eskidi. | Open Subtitles | قضيت فترة فى دور الأرملة العزباء ولكن اللباس الأسود مدته قصيرة |
| Yeryüzüne, altı bin ışık yılından fazla bir uzaklıkta "Black Widow Pulsar" isimli hızla dönen bir nötron yıldızı, her 9 saatte birbirlerinin etrafında dönerken yörüngesindeki kahverengi cüce yıldızı radyasyonla bombalıyor. | TED | على بعد ستة الآف سنة ضوئية من سطح الأرض، هناك نجم نيوتروني سريع الدوران يدعى نجم الأرملة السوداء النابض يفجر رفيقه النجم القزم البني بالإشعاعات أثناء دوران كل منهما حول الآخر كل 9 ساعات. |
| Widow Winship'in bebek beklediğini nasıl bilebildiniz? | Open Subtitles | كيف عرفت بأن الأرملة كانت حاملاً؟ |
| Belki de çalışanlara saygıyla muamele edip temel eğitim verirsek Dul'un yüzlerce parça altınından çok daha fazla sadakât satın alabilir. | Open Subtitles | ربما إن عاملنا العبيد بإحترام، ومنحناهم تعليم أساسي، ذلك كان سيضمن لك ولاءهم حتى لو مقابل مئات القطع من ذهب الأرملة. |
| Biliyor musun, bizim bu cumhuriyetimiz zengin bir dula benzer. | Open Subtitles | أتعرف , إمبراطوريتنا هذه مثل الأرملة الغنية |
| Çok şükür Dowager bunlara tanık olmadı. | Open Subtitles | أشكر الرب لأن الأرملة ليست هنا لتشهد ذلك |
| Yastığındaki kara dulla sana iyi şanslar. | Open Subtitles | هذا جميل حقاً حسناً. حظاً طيباً مع الأرملة السوداء التي رأيتها على وسادتكِ |
| Ben sadece yas tutan dulum, unuttun mu? | Open Subtitles | أنا الأرملة الحزينة فقط, اتذكر؟ |
| Bayan Levinson diğerleriyle birlikte çay için Dower Evi'ne gidiyor. | Open Subtitles | السيدة "ليفنسون" ذاهبة إلى منزل الأرملة مع الآخرين لتناول الشاي |
| Fransa'da dullar saygı görür. | Open Subtitles | انت مدركة أنه في فرنسا أن الأرملة هي شخص مقدس |
| Kafama takılan soru şu kadın suçluysa neden kalıntıları eve yakın tutuyor? | Open Subtitles | إن كانت الأرملة هي المذنبة لمَ تحتفظ إذاً بالبقايا قريباً من المنزل؟ |