| Bir tür korkunç şeyler: | Open Subtitles | ذلك بأكمله يدور حول كل أنواع الأشياء المخيفة حول جيش قديم من الموتى |
| Evet, ama... Hayatta korkunç şeyler oluyor. | Open Subtitles | الأشياء المخيفة تحدث في الحياة |
| Çünkü korkunç şeyler hep sessiz olurlar. | Open Subtitles | لأن الأشياء المخيفة دائما صامتة |
| Kafamdaki o ürkütücü şeyler ve o adam kafasının röntgenimde çıkması. | Open Subtitles | ليس لدي شيء كل هذه الأشياء المخيفة حول رأسي هذا الشيء |
| Bugün Cadılar Bayramı bu gece tüm o ürkütücü şeyler dünyaya musallat olmuş olmalı. | Open Subtitles | أعنى أنه اليوم عيد الهالوين هل من المفترض علينا تحضير الأشياء المخيفة الكامنة تحت الأرض؟ |
| Daha fazla gizli çekim videoları ve en korkunç şeyleri görmek için. | Open Subtitles | للمزيد من الفيديوهات وللمزيد من الأشياء المخيفة حتى |
| Yüreğinizi ağzınıza getiren turlar çarpışan cisimler, korkutucu şeyler... | Open Subtitles | الإرتفاع الذي يجعل معدتك تصعد لحلقك الأشياء التي تتصادم و الأشياء المخيفة |
| korkunç şeyler görünmezdir, Leah... | Open Subtitles | ... الأشياء المخيفة مخفية |
| Film işinde ürkütücü şeyler gördüm. | Open Subtitles | وشاهدت في مجال الأفلام الكثير من الأشياء المخيفة. |
| Daha fazla gizli video ve daha korkutucu şeyler görmek istiyorsanız... | Open Subtitles | وزوروا للمزيد من الفيديوهات وللمزيد من الأشياء المخيفة حتى |
| Bu yerle ilgili korkutucu şeyler duymuş olmalısın, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنكِ سمعتِ الكثير من الأشياء المخيفة عن هذا المكان |