| beyaz saçlı adamın çocuğunu izlediğini sanacak ve ona ulaşmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | سيظن أن الرجل الأشيب الشعر يتجسس على ابنه وسيضطر إلى اللقاء به. |
| Başı tamamen kaplayan beyaz saçları ve buz mavisi gözleri vardı. | Open Subtitles | كان رأسه كثيفاً بالشعر الأشيب وعينيه زرقاوتين، |
| Sonra beyaz saçlı adamı saklandığı deliğe kadar takip edeceğim. | Open Subtitles | ثم سأتعقب الرجل الأشيب الأشعر إلى مخبئه أينما كان. |
| beyaz saçlı adamı saklandığı deliğe kadar takip edeceğim. | Open Subtitles | سأتعقب الرجل الأشيب الأشعر إلى مخبئه أينما كان |
| Yoksa, beyaz saçlı Mannibal Lecter'ın* sana gelmesi için kendini yem olarak mı kullanıyorsun? | Open Subtitles | أم أنك تستدرجين الوحش الأشيب الشعر إلى القدوم إليك؟ |
| Ona beyaz saçlı adamdan bahset. | Open Subtitles | اخبريها عن الرجل الأشيب الشعر. |
| Şu beyaz saçlı bodura bakın. | Open Subtitles | أنظروا إلى شعر ذلك الرجل الأشيب الكثيف. |
| İlk beyaz kılını çekince beni ara. | Open Subtitles | اتصل بي بعد ان تقصي شعرك الأشيب |
| Şeyi kalkmayan, beyaz saçlı adamlar işte. | Open Subtitles | rlm; أولئك الرجال العجائز rlm; مع شعرهم الأشيب وقضبانهم الرقيقة. |
| - Orada, beyaz saçlı kadının yanında. | Open Subtitles | أين؟ ) هناك، بجوار المرأة ذات الشعر الأشيب |
| Carole teyze, ona beyaz saçlı adamdan bahset. | Open Subtitles | خالة (كارول)، اخبريها عن الرجل الأشيب الشعر. |
| Conrad beyaz saçlı adamla 17.00'da bir lokantada buluşacak. | Open Subtitles | سيلتقي (كونراد) بالرجل الأشيب الشعر في مطعم في تمام الخامسة. |