Fakat ırk ayrımcılığı artık en belirgin formunda ve Amerika bunda kesinlikle en iyisi. | TED | ولكن التمييز العنصري هو الشكل الأبرز، والله يعلم أن أمريكا هي الأفضل على الإطلاق فيه. |
Beyler, burada mükemmelliğin ortasındayız, en iyilerin en iyisi. | Open Subtitles | يا رجال، نحن في وجود العظمة هنا الأفضل على الإطلاق |
Tam olarak şu anda düşündüğünüz değil, düşünebildiğiniz en iyisi. | Open Subtitles | ليس كالذي تتخيله هذه اللحظة, بل الأفضل على الإطلاق |
Bu yıl en güzel doğum gününü geçirmeni sağlayacağım. | Open Subtitles | هذا العام، سأجعل عيد ميلادكِ الأفضل على الإطلاق. |
Şimdiye kadarki en güzel düğün olacak. | Open Subtitles | سيكون الزفاف الأفضل على الإطلاق |
Komik değil mi? Her şeyin en iyisi bu değil mi? | Open Subtitles | أليس ذالك مضحكا أليس ذالك الأفضل على الإطلاق |
Bu 7. Seri. Mağazadaki adam en iyisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | انه الاصدار السابع البائع قال انها الأفضل على الإطلاق |
Sana getireceğim anlaşma şimdiye kadarki en iyisi olacak... | Open Subtitles | الاتفاقات التي أحضرها لك ستكون الأفضل على الإطلاق |
Bazılarına göre en iyisi bu. | Open Subtitles | يعتبرونه البعض الأفضل على الإطلاق. |
Hem de en iyisi. Nerdeymiş en iyisi bakayım? | Open Subtitles | ،وهي الأفضل على الإطلاق مَن الأفضل؟ |
Sadece en iyisi. | Open Subtitles | إنها الأفضل على الإطلاق. |
Houston'daki Yavrukurtların en iyisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال لي أن الكشافة في (هيوستن) أنها الأفضل على الإطلاق |
Houston'daki Yavrukurtların en iyisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال لي أن الكشافة في (هيوستن) أنها الأفضل على الإطلاق |
Ve içlerinden en iyisi. Gördün mü, bebeğim? | Open Subtitles | وهى القصة الأفضل على الإطلاق |
Kesebileceğimin en iyisi | Open Subtitles | الأفضل على الإطلاق |
Porselen. Pors. En iyilerin en iyisi. | Open Subtitles | البورسلينا) ، البورك) الأفضل على الإطلاق |
Geçirdiğim en güzel gece. | Open Subtitles | الليلة الأفضل على الإطلاق |