| FBI'ı, maskelere bakarak katilin iktidarsız olduğunu... düşündüğünü söyledim. | Open Subtitles | قلت ان الأف بي اي تظن ان الأقنعة تعني انه عاجز جنسيا |
| Bu da Ajan Emily Prentiss. FBI'dan geliyoruz. | Open Subtitles | هذه العميلة إيميلي برينتس نحن من الأف بي اي |
| FBI buraya geldiğine göre çok kötü bir şey yapmış olmalılar. | Open Subtitles | لا بد انهما فعلا شيئا سيئا للغاية ليجلبا الأف بي اي الى هنا |
| FBI'dan daha zeki olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | لكان تحدث أنه أذكى من الأف بي اي و تبجح بأنه لم يلقى القبض عليه |
| FBI akademisinde sorgulama dersleri veriyorum. | Open Subtitles | نعم انا ادرس اساليب التحقيق في أكاديمية الأف بي اي |
| Sadece vergi verenlerin 50,000 dolarini istiyoruz ki FBI ajanlari Texas Hold 'em oynayabilsin. | Open Subtitles | نحن نطلب 50000 دولار من أموال دافعي الضرائب لكي يتمكن عملاء الأف بي اي من لعب بوكر على طريقة تكساس |
| Ben Ajan Prentiss. Bu da Ajan Jareau. FBI'dan geliyoruz. | Open Subtitles | انا العميلة برينتس هذه العميلة جارو نحن من الأف بي اي |
| Birkaç yanmış ceset için FBI'ı mı çağırdılar? | Open Subtitles | هل استدعوا الأف بي اي بسبب جثتين محترقتين؟ |
| FBI kaçırılan kızlardan birinin yerel BAU ajanlarından biriyle akraba olduğunu onayladı. | Open Subtitles | لقد أكدت الأف بي اي ان أحدى الفتيات المخطوفات هي احدى أقرباء عميلة لوحدة تحليل السلوك |
| Ve FBI Başkanı adamlarına size, siyasi rakiplerini yasadışı yollardan izleme emri vermişti. | Open Subtitles | ورئيس الأف بي اي امر رجاله انت .. لاجراء مراقبة غير قانونية |
| FBI çalıntı bir tablo hakkında ihbar almış olabilir. | Open Subtitles | الأف بي اي تلقت مكالمة من طرف مجهول بخصوص اللوحة المسروقة |
| FBI'dan daha zeki olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | لكان تحدث أنه أذكى من الأف بي اي |
| Bu özel birim var ya, senin FBI elemanın onun başına geçmesine imkan yok, tabii bu karanlık güçler elemanın ne zaman politikacıların ekmeğine yağ süreceğini bildiğine emin değillerse. | Open Subtitles | هذه الوحدة الخاصة مستحيل أن يتمكن صديقك من الأف بي اي من ادارتها ما لم تقتنع قوى الظلام المسؤولة بأنه يعرف كيف يُقطع الرغيف السياسي |
| Teknik olarak FBI'da bile değilsin. | Open Subtitles | عمليا انت لست حتى في الأف بي اي |
| FBI kayıp insanlar için burada. | Open Subtitles | الأف بي اي هنا ليحققوا في اختفاء أشخاص |
| FBI size sahip olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | الأف بي اي محظوظة جدا لحصولها عليك |
| Avukatlarım FBI'ın ceplerinde olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | حسنا رجالي يظنون ان الأف بي اي في جيبهم |
| Avukatlarım FBI'ın ceplerinde olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | رجالي يظنون ان الأف بي اي في جيبهم |
| Adım Derek Morgan. FBI'danım. | Open Subtitles | اسمي ديريك مورغان انا من الأف بي اي |
| Ben FBI'dan Ajan Hotchner. | Open Subtitles | انا العميل هوتشنر من الأف بي اي |