| Devlete yaban hayatını korumanın sadece ekolojik olarak değil, ekonomik olarak da mantıklı olduğunu gösterin. | TED | أثبن لحكومة الولاية أن حماية الحياة البرية ليس فقط مهمّ من الناحية البيئية فحسب بل أيضاً من الناحية الأقتصادية. |
| ekonomik talihsizliğin yakıp yıktığı bir aile. | Open Subtitles | أسرة محطمة ومنهارة نتيجة سوء الأحوال الأقتصادية |
| Onları 12 yıl önce, ekonomik buhranın içinden çıkarmış şimdi de bir dünya savaşında, zaferin eşiğine getirmişti. | Open Subtitles | لقد أنتشلهم من قاع الأزمة الأقتصادية منذ 12 عاماً خلت واليوم قادهم حتى مشارف الأنتصار فى حرب عالمية |
| Daha da ötesi ekonomik durumumuz oldukça aleniydi. | Open Subtitles | وأكثر من هذا أن أزمتنا الأقتصادية تصاعدت حتى غدت واضحة للعيان |
| Rus Ekonomi politikası yakın zamanda hepimiz adına uğurlanacak özellikle bu durumda. | Open Subtitles | بمجال السياسة الأقتصادية الروسية لإرتباطها بتوترات ما بعد الحرب الباردة |
| Sen ve dostlarının hala ekonomik gücü var. | Open Subtitles | أنت وأصدقاءك لازلتم تملكون السلطة الأقتصادية |
| Bu ekonomik politikaları uygulamak için korkulacak bir düşmanın olması gerekiyordu. | Open Subtitles | لفرض هذه السياسات الأقتصادية كان يجب خلق عدو من الخوف |
| Eğer, ekonomik krizin karşısında durmak istiyorsak, ...daha barışçıl, sağlıklı ve adil bir dünya istiyorsak, | Open Subtitles | أنه يعلمنا أنه أذا أردنا أن نستجيب لهذه الأزمة الأقتصادية بشكل يتركنا نعيش فى عالم أكثر صحة، أكثر عدلاً، أكثر سلاماً |
| Avrupa'nın ekonomik sorunlarına bir çözüm olacağına inanıyor mu? | Open Subtitles | أن الأتحاد يمكن أن يكون الحل لمشاكل "أوربـا" الأقتصادية ؟ |
| Ancak, son 30 yılda ekonomik doktrinleri baskın hâle gelmeye başlamıştı. | Open Subtitles | ... لكن فى الـ 30 عاماً الأخيرة سيطرت أفكارهم على التوجهات الأقتصادية لدول كثيرة ... |
| Latin Amerika'da yaşayan insanların çoğu, milyonlarca kişiyi etkileyen ekonomik şoklar ile başka türden bir topluma inananlar üzerinde yaygın hale gelen işkence arasında direkt bir bağlantı olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | كثير من سكان أمريكا اللاتينية رأوا صلة مباشرة بين الصدمة الأقتصادية التى أفقرت ملايين البشر وبين وباء التعذيب الذى تفشى بين هؤلاء الذين آمنوا بوجوب تغيير مجتمع كهذا |
| Bu ekonomik politikaların kabulü için Şili'deki gibi halkın terörize edilmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | وكما حدث فى (تشيلى) كان يجب أرهاب الشعب ليقبلوا بتلك السياسات الأقتصادية |
| O, şimdi Şili'de tanık olduğu ekonomik şok terapisinin benzerini uygulamaya aldı. | Open Subtitles | أصبح بمقدورها الآن الدفع بأسلوب العلاج (بالصدمات الأقتصادية كما طُبق فى (تشيلى |
| Hızlıca gelişen bu ekonomik şokun sağladığı ekonomik dönüşüme karşılık direnci kırmak için işkence şoku dahil, zorlama şoku vardı. | Open Subtitles | ومع المقاومة الناجمة عن عملية التحول الأقتصادى هذه وتنامى تأثير الصدمة الأقتصادية وقعت صدمة أستخدام القوة بما فى ذلك استخدام التعذيب |
| Varolan ekonomik krizlerle ilgili en umut verici bulduğum şey.. | Open Subtitles | ما أجده مبشراً فى هذه الأزمة الأقتصادية |
| Yani bu ekonomik duruma bakıldığında. | Open Subtitles | إعتباراً بالأوقات الأقتصادية العصيبة .. |
| ekonomik kaynaklar öyle haksızca dağıtılmıştır ki yoksul insanların, ödeme imkanları olmuş olsa bile piyasada bulunabilecek olan gıdaları resmen alacak paraları yoktur. | Open Subtitles | الموارد الأقتصادية كانت موزعة بشكل غير متساوي حتى ان الفقراء لم يملكوا المال الكافي لشراء الطعام الذي كان من الممكن أن يكون |
| Sizin ekonomik koşul dediğiniz şey şu an yeni bir senfoni salonu için hatırı sayılır bağışlar ararken orkestranızı gemlemeye çalışmanız. | Open Subtitles | الجوانب الأقتصادية التى تتحدث عنها الأن هنا تتمثل في التماس التبرعات الضخمة لقاعة جديدة للموسيقى بينما تقوموا بتقويض فرقتكم الموسيقية |
| Kişisel hayatlar, ekonomik meseleler, politik meseleler hakkında daha ve daha fazla kararın aslında algoritmalar tarafından alınması. | TED | المزيد والمزيد من القرارات -- حول الحياة الشخصية، حول المسائل الأقتصادية حول المسائل السياسية -- بدأت تؤخذ فعلياً بواسطة الخوارزميات. |
| Friedman, ekonomik şok terapisinin, toplumun yeniden düzenlenmiş kapitalizmin en saf hâlini kabul ettireceğine inanıyordu. | Open Subtitles | وقد آمن أن نظرية (الصدمة الأقتصادية) قد تشجع المجتمع لقبول شكل أنقى من الرأسمالية المحررة من القيود التنظيمية |
| Ancak, Birleşik Devletler'in iç Ekonomi politikalarına geldiğimiz zaman Nixon yeniden seçilme endişesine girdi. | Open Subtitles | لكن حين تعلق الأمر بالسياسة (الأقتصادية الداخلية لـ (الولايات المتحدة (حيث كان على (نيكسون أن يقلق حيال أعادة أنتخابه |