| Olay şu ki, arkanızda bırakmaya çalışınca geçmişte kaldığını söylemeye çalıştıkça... | Open Subtitles | الأمر أنه كلما حاولت أن تنسى ذلك تحاول إخبار نفسك أن كل هذا من الماضى |
| Olay şu ki bana bir mesaj bırakmış, ama şu lanet Verizon. | Open Subtitles | الأمر أنه ترك لي رسالة، لكن ذلك الهاتف اللعين... |
| - Bak, Olay şu ki buradaki kurallar sana uymaz dostum. | Open Subtitles | -أترى، الأمر أنه أنك لن تستطيع تحمل القواعد هنا يارجل |
| Sorun şu ki, Kartopu Dünya boyunca her şey çok daha kötüydü. | Open Subtitles | لكن الأمر أنه أثناء كرة الثلج الأرضية، كانت الأمور أسوأ بكثير. |
| Sorun şu ki bu test biraz karışık, ruhunun cennete gitmesi gerek. | Open Subtitles | الأمر أنه ولتتم الإختبارات روحك يجب أن تذهب للسماء |
| Sorun şu ki, son zamanlarda, fazla uyuyamıyor... | Open Subtitles | الأمر أنه مؤخراً، أصبحت لا تنام كفاية... |
| Olay şu ki... | Open Subtitles | الأمر أنه... |
| Ama Sorun şu ki, Önümüzdeki birkaç yıl.. | Open Subtitles | ولكن حقيقة الأمر أنه يجب علي بالنسبة للسنوات القادمة... |
| Sorun şu ki, sorumlu olarak tutabilirim. | Open Subtitles | أتعلم, الأمر أنه, أستطيع أن أحاسبك. |
| Sorun şu ki, içinde sürekli bu korku vardı. | Open Subtitles | كل ما فى الأمر أنه كان لديه خوف كبير |