"الأنتظار" - Traduction Arabe en Turc

• beklemek
• bekleyebilir
• bekleme
• bekleyemem
• beklemekten
• sabırsızlanıyorum
• bekleyemez
• bekler
• beklemeye
• beklememiz
• bekliyor
• bekliyorum
• bekleyemeyiz
• bekleyebilirim
• bekleyemeyeceğim

Bütün yapmamız gereken telefonun çalışmasını ve paranın akmasını beklemek.
كل ما علينا فعله هو الأنتظار ليرن الهاتف ونجني المال

Eger bir dakika beklemek sizin için sorun olmazsa arkadan getirebilirim.
يمكنني أني آتي بالمزيد من الخلف اذا لم تمانع الأنتظار لدقيقة

"Öğlene dek lobide bekleyebilir miyim?" dedim.
قلت , أيمكننى الأنتظار فى الرواق حتى يأتى قطار الظهيرة ؟

Bak, hemen bir telefon edeceğim ve seninle 2 dakika sonra bekleme odasının arka tarafında buluşacağım.
و ألتقي معك في الخلف في غرفة الأنتظار بعد دقيقتين

Çünkü çalışıyorum ve ikinizden birinin gelmesini dört saat bekleyemem.
لأنني أعمل, ولا أستطيع الأنتظار أربع ساعات حتى يظهر أحدكم

beklemekten başka yapabilecek bir şey yok. Pygar, nerede oturuyorsun?
لا يوجد شئ نعمله سوى الأنتظار بيجار أين تعيش ؟

- Hey, bu gece bekarlığa veda gelmek için sabırsızlanıyorum.
هيي، لا استطيع الأنتظار لحضور حفل توديع العزوبية هذه الليلة

Uh, şey...sabahı...şey sabaha kadar bekleyemez miyiz?
آه.. حسناً ألا أستطيع الأنتظار الى الصباح؟

Ona 5 dakika dedim ama... daha çok bekler o.
... طلبت منها الأنتظار خسمة دقائق ولكنها ستضطر للأنتظار أكثر

Tamam. Pekâlâ, burada beklemek için beklersiniz. Onlara hazır olduğumuzu söyleyeceğim.
حسنًا يا رفاق، يمكنكم الأنتظار هنا وأنا سأذهب لأخبرهم بأننا مستعدين.

Onlara meşgul olduğunuzu söyledim ama beklemek istemediler.
اخبرتهم انك مشغول و لكنهم لا يريدون الأنتظار

Ama seni her gün görerek beklemek, sabırlı olmak kolay olmayacak.
ولكن لن يكون من السهل الأنتظار, ان اصبر وانا اراك كل يوم

Haritaya bir bakmak zorundayım. Bir dakika. bekleyebilir misiniz?
علي أن أتأكد من الخريطة انتظر.هل بامكانك الأنتظار, رجاء؟

Bu konuda endişelenme, Meclis üyesi bekleyebilir.
لاتقلق بهذا الشأن عضو البلدية يمكنه الأنتظار

Efendim, bu bir bekleme oyunudur. Bak, beklemekten yorukldum.
ــ سيدي، انها لعبة انتظار ــ سئمت الأنتظار

Durdur onu. bekleyemem. Hemen yola çıkmalıyım.
لا يمكننى الأنتظار لابد أن أغادر فى الحال

Söyle ona, Bony Ridge'deki kulübede beklesin... ta ki yargιç beklemekten yorulana dek.
اخبره ان يختبئ مؤقتا في كوخ بوني حتى يمل القاضي من الأنتظار

Golf arabasını kazandığımda, o aptal surat ifadesini görmek için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الأنتظار لارى وجهه السمين الغبي عندما يراني افوز بالعربة

bekleyemez mi? Çok acıktım.
الا يستطيع هذا الأنتظار فأنا أتضور جوعاً الان

Arabada biraz bekler misin? Hemen geliyorum.
أيمكنك الأنتظار فى السيارة لبضعة دقائق يا عزيزى

beraber yalnız olduğumuz en son zaman, beklemeye değer bazı şeyler olduğunu söylemiştin.
آخر مره كنا فيها وحدنا سويا أنت قلت أشياءا كانت تستحق الأنتظار لأجلها

- Herhalde. Dolar her şeye kâdir. Sanırım burada beklememiz gerek.
انت تعرف قوة الدولار يا صديقى اعتقد اننا سنضطر لاى الأنتظار هنا

Burası Kauçuk Oda, okul yönetim kurulu karara varana kadar açığa alınan öğretmenler burada bekliyor.
هذا هو قسم الأنتظار حيث يأتي هُنا المعلّمين المتهمين إلى أن تقوم إدارة التعليم بالنظر في قضاياهم

Ama kendi çocuğumuzun olmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
يجب أن تعرفي, أني مازلت لا أستطيع الأنتظار إلى أن يكون لدينا طفل

bekleyemeyiz. 2 saatlik yolumuz var.
لن نستطيع الأنتظار,أمامنا .ساعتين من السير

Hayatım boyunca bunun için bekledim. Biraz daha bekleyebilirim.
لقد انتظرت طول حياتى حتى الآن, واستطيع الأنتظار قليلا

Bak, tamam, biliyorum kurallara aykırı ama daha fazla bekleyemeyeceğim.
أسمعي، أعرف أنه مخالف للقوانين لكن لا يمكنني الأنتظار بعد.