| Sonuç olarak sol kolunda yumuşak doku enfeksiyonu oluştu. | Open Subtitles | و الذي أخذهم باستخدام إبرة مما أصابه بعدوى الأنسجة الرخوة في يده اليسرى |
| yumuşak doku korunuyor çünkü dinozor kanındaki demir serbest radikal üretiyor ve bu radikaller çok reaktif. | Open Subtitles | أتعلم بأن الأنسجة الرخوة تحافظ على قوتها لأن الحديد في دم الديناصور يوّلد الجذور الحرّة وهم شديدِ التفاعل |
| Travmatik yaralanmalarda görülen yumuşak doku yaralanmalarını hatırlamak için kullanılan bir akronim. | Open Subtitles | اختصار للتذكير بإصابات الأنسجة الرخوة للبحث عنها خلال تقييم الإصابات |
| Yani cevapları bulmak için yumuşak dokuya biraz daha ihtiyacın mı var? Pek değil. | Open Subtitles | إذا فأنت في حاجة للمزيد من الوقت مع الأنسجة الرخوة للإجابة عن هذ االسؤال؟ |
| Evet. İlginç... John yumuşak dokuya ateş etmiş. | Open Subtitles | أجل، مثير (جون) أصاب الأنسجة الرخوة فقط |
| Bay Wolfe, uyluk kemiğinin önemli bir parçasını kaybettiniz ayrıca önemli miktarda yumuşak doku hasarı var. | Open Subtitles | سيد "وولف" لقد فقدت عظم الفخذ القاصي. و لديك تلف كبير في الأنسجة الرخوة. |
| Muhtemelen yumuşak doku hasarıdır. | Open Subtitles | ربما هذا بسبب ضرر في الأنسجة الرخوة |
| Sokağın karşısından yumuşak doku zedelenmesini tanıyabilecek birine ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}احتاج لشخص يمكنه تشخيص إصابة الأنسجة الرخوة عبر الشارع |
| yumuşak doku tamamen parçalanmış. | Open Subtitles | الأنسجة الرخوة شوهت بشدة |