| Sen bu görünüşünle ve kibarlığınla, şık bir restoranda ya da lüks bir otelde çalışmalıydın. | Open Subtitles | رجلٌ بمظهرك الأنيق و سحرك لابد و أن يعمل في مطعمٍ فاخر أو في فندق فخم |
| Montford Point Bahriyelileri. Gerçeği söylemek gerekirse, o kırmızı şeritli şık mavi üniforma yüzünden denizci olmak istiyordum. | Open Subtitles | حسنا، في الحقيقة، أردت أن أكون جندي بحرية بسبب ذلك الزي الأزرق الأنيق مع الأشرطة الحمراء. |
| O havalı kıyafetlerin de üzerinde olmaz. | Open Subtitles | ولن تكون مرتديا لباس الحارس الأنيق هذا أيضا |
| Sen havalı adamsın, bunu biliyorsun, çok iyisin? | Open Subtitles | تعلم كيف أنك الرجل الأنيق والمرح؟ |
| 11 boyutlu bir evren - tamamen string'lerin müziğinden bestelenmiş Zarif bir evren. | Open Subtitles | بيت المقصد السليم أن الكون الأنيق مُركَّب كلياً من موسيقى الخيوط |
| Süslü kıyafetlerini ve ipek siyah iç çamaşırını al ve Disneyland'a geri dön. | Open Subtitles | خذ هذا الشاب الأنيق ذا الملابس الداخلية السوداء "و عود إلى "ديزنى لاند |
| Efendim. O kibar adam, bıyıklı, dövüş... | Open Subtitles | سيدي.الرجل الأنيق,السوالف و النزالات |
| Millet, çoğunuz orada oturuyor, bu yakışıklı ihtiyara bakıyor, ve şöyle düşünüyorsunuz: "Bu da kim? " | Open Subtitles | أعزّائي، أغلبيتكم جالسين هناك، تنظرون لهذا الرجل الكهل الأنيق |
| Herkesin önünde rezil olma, otel güvenliğinden kaçma ve çok şık bir kıyafetle bir sürü delegeye verilen mesaj: | Open Subtitles | الإذلالالعام،والهروبمنأمنالفندق ... والزيّ الأنيق يقول الكثير من الأشياء |
| şık, ama fazla gösterişli değil. Bu tanınmayı önler. Ayrıca, sayesinde hayatınızı kazandığınız birinci sınıf bir çanta. | Open Subtitles | ذلك الرداء الأسود الأنيق غير المبهرج وتلكالحقيبهالغاليهالظاهره! |
| Sam sen ve siyah takım elbise... şık... | Open Subtitles | سام ذو البدلة السوداء.. الأنيق |
| Bu şık kostüm hakkında ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | ما رأيك بهذا الزي الأنيق ؟ |
| - Bu şık hayalet aslında... | Open Subtitles | -هذا الشبح الأنيق كان مجرد ... |
| havalı Mohawk saçlarına bayılırdık. | Open Subtitles | لقد أحب صاحب قصة الموهوك الأنيق |
| O koca havalı sandalyene yapıştırıcı süreceğim. | Open Subtitles | سوف أضع صمغ قوي على كرسيك الأنيق |
| havalı olan adaysın artık. | Open Subtitles | إنك ذلك المرشّح الأنيق. |
| Zarif elbisem içinde, kimse benim aslında hayatımın ilk köle kurtarma görevinde olduğumu fark etmeyecek." | Open Subtitles | في لباسي الأنيق ، لم يشك أحد أنني في مهمة لمساعدة أول عبد للفرار إلى الحرية |
| Verdikleri o Süslü püslü yemekler bir erkeği doyurmaz. | Open Subtitles | الأكل الأنيق المقدم بالأعلى ليس كافي لتغذية الرجال |
| Tanrım, şu kibar ayaklarıma bir bak. | Open Subtitles | يا إلهي أنظري إلى حذائي الأنيق |
| Bu sabah kaydımızı yapan... o yakışıklı bey nerede? | Open Subtitles | ... أين الشاب الأنيق الذى كان هنا هذا الصباح |