| "Dürüstlük, bilgelik kitabının birinci bölümüdür." | Open Subtitles | "الأمانة هي الفصلُ الأولُ في كتابِ الحكمةِ " |
| - birinci dereceden kuzenim. | Open Subtitles | نعم، لَكنَّه إبنُ عمي الأولُ. - صحيح |
| Efendim, savunma birinci şahidini çağırmak istiyor. | Open Subtitles | يَدْعو الدفاعُ شاهدُه الأولُ |
| Bu ilk satır. | Open Subtitles | ذلك السطر الأولُ. |
| Hayatımdan ilk defa böyle bir şey yapıyorum. | Open Subtitles | هذا الشيءُ الغير شرعيُ الأولُ الذى قمت به منذ بلوغى |
| Savunma birinci şahidini çağırıyor. | Open Subtitles | يَدْعو الدفاعُ شاهدُه الأولُ |
| Bu ilk hatandı. | Open Subtitles | ذلك خطأُكَ الأولُ |
| Bu ilk senaryoyu eliyor. | Open Subtitles | يُزيلُ السيناريو الأولُ. |
| Bir randevum var ve asırlardır bir randevu için ilk defa bu kadar çok heyecanlanıyorum. | Open Subtitles | كما تَرى، عِنْدي موعد وهو موعدي الأولُ منذ زمن و أَنا في الحقيقة متحمسة لأجلة |
| Kamyonunuz ilk defa toplum önüne çıkıyor, değil mi? | Open Subtitles | وهل تخبرنا بأنَّ هذا هو الظهورُ الأولُ لشاحنةِ الطعامِ خاصتكـ؟ |
| Bugün Molly's II ilk defa toplum önüne çıkıyor, yeni yemek kamyonumuz. | Open Subtitles | مهلاً, هذا هو الظهورُ الأولُ لشاحنةِ حانةِ (مولي) للطعام |