| Munro'nun kara kızı, Magua'nın ölmüş çocuklarına karşılık yakılacak. | Open Subtitles | الإبنة ذات الشعر الداكن لـ مونرو ستحرق بالنار مقابل وفاة أطفال ماجوا |
| - Ya Fournier'nin kaçmasına izin verdiği kişi gerçek kızı değilse, Poirot? | Open Subtitles | و ماذا لو كانت المرأة التي قابلها "فورنييه" ليست الإبنة الحقيقية لها |
| Ve şansınıza, kızı ondan öyle nefret ediyordu ki, planınızı gönüllü olarak kabul etti. | Open Subtitles | و لحسن حظك كانت الإبنة تكره أمها كثيراً لدرجة أنها وافقت على خطتك |
| Ve kızın kocası da, karısının tükenmişliğinden dolayı hastalanmıştı. | TED | وكان زوج الإبنة كذلك قد تعب من إرهاق زوجته. |
| Onunla dalga geçiyor ve tartaklıyorlar, Bu da kızları, Kate, 4 yaşında. | TED | إنه يصل لحد التخويف، في سبيل الله. الإبنة هناك، كاتي، عمرها أربع سنوات. |
| Üç kurbanın ve belirti göstermeyen Kız çocuğunun mide içeriğini görüntüledik ve katalogladık. | Open Subtitles | قمنا بفرز وفهرسة محتوى المعدة على جميع الضحايا الثلاثة، بالإضافة إلى أعراض الإبنة |
| Tamam, onu firmaya alıyorlar, kızıyla evleniyor, kendine bir köpek alıyor ve her şey toz pembe. | Open Subtitles | وضعوه فى المؤسسة وتزوج الإبنة ابتاع كلباً وكانت حياته سعيدة |
| Magua'nın ölü çocuklarına karşılık Munro'nun esmer çocuğu ateşte yanacak. | Open Subtitles | الإبنة ذات الشعر الداكن لـ مونرو ستحرق بالنار مقابل وفاة أطفال ماجوا |
| Belki de kızını kaybederken, kendisine yeni bir eş buluyor. | Open Subtitles | ربما يود الحصول على زوجة ؛ لأنه خسر للتو الإبنة |
| O papazın uslu ve terbiyeli kızı, sen ise şeytanın uşağısın. | Open Subtitles | هي الإبنة الطيبة للكاهن ، وأنت غلام الشيطان |
| O Dehradun ailesinin kızı, ünlü iş adamı İnder Malhotra'nın kızı. | Open Subtitles | وهي الإبنة لرجل الأعمال المشهور، إندر مالهوترا |
| Sen de bilirsin, köpeği, çantasını kaybedip hamile kalan kızı olan brezilyalı taksiciyi, ve savunmam için söyleyebileceğim tek şey savunmamın olmaması. | Open Subtitles | سواق الإجرة البرازيلى .. الذى برفقة الإبنة الحامل التى فقدت حافظتها و الشيء الوحيد الذى أستطيع .. أن أقوله لأدافع عن نفسى |
| kızı öldü.Kadın birkaç haftadan beri komada. | Open Subtitles | ماتت الإبنة ، وذهبت الأم في غيبوبة لأسابيع عديدة |
| O soyun son ve tek kızı... | Open Subtitles | أيتها الإبنة الوحيدة والأخيرة لهذا النسل |
| kızı bulduklarında üstünde kan varmış. | Open Subtitles | كانت هنالك دماء على الإبنة عندما عثروا عليها؟ |
| Kelleleri uçurmalarını sevmiştim ve kızın bıçaklanmasını. | Open Subtitles | أعجبتني بخاصة عندما يقطعون الرؤوس وعندما شوهوا الإبنة بالسكاكين |
| Cipin yuvarlanma yörüngesine göre kızın bedeni şu taraftaki çalılıklara doğru fırlamıştı. | Open Subtitles | حسناً إسقاط مسار الـ الإسكاليد يلتف عبر جثة الإبنة إلى تلك الشجيرات هناك حسناً لنبدأ من هناك |
| kızları Tory yerel bir hastanede şok tedavisi görmüş. | Open Subtitles | الإبنة" توري" أخذت لمستشفى وعولجت من الصدمة |
| Mükemmel Kız olmak için çok uğraşıyorum. -Bana güvenmiyor gibisin. | Open Subtitles | أحاول جاهدة أن أكون الإبنة المثالية لكنّك لا تثقين بي. |
| Hem annesiyle hem de kızıyla birlikte olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكن أن نضاجع الأمّ و الإبنة في نفس الوقت أتفهمني؟ |
| O benim son kardeşimin tek çocuğu. | Open Subtitles | إنها الإبنة الوحيدة من أخي الراحل. |
| Magua, Munro'nun küçük kızını alacak. | Open Subtitles | لقد أخذ ماجوا الإبنة الصغرى لـ مونرو حتى لا تموت بذرة مونرو |
| Babası, kızına kayıp ilanı verdiğini söylüyor ama vermiyor. | Open Subtitles | الأب أبلغ الإبنة أنه قام بالإبلاغ عن ذلك ولكنه لم يفعل |
| Ben Tina. Carmine Sabatini'nin tek kızıyım. | Open Subtitles | أنا "تينا" ,الإبنة الوحيدة لـ"كارماين ساباتيني" |
| Ne? kızının ölümünü üstüme atamadınız, annesininkini mi atıyorsunuz? | Open Subtitles | لا تستطيعين إمساكي بتهمة الإبنة فورطتني إزاء الأم ؟ |