| 20 dakikadır sana ulaşmaya çalışıyorlarmış. Yukarı çıkmanı istiyorlar. | Open Subtitles | كانت تحاول الإتصال بك منذ 20دقيقة، يريدونك في الأعلى |
| Bütün gün sana ulaşmaya çalıştım, dinle. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول الإتصال بك طوال اليوم. إيما، اسمعينى. |
| Seni aramaya çalıştım, ama annem izin vermedi, çünkü kız kardeşim kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد حاولت الإتصال بك ولكنّ والدتي لم تسمح لي لأنّه قد تمّ اختطاف اختي |
| - Burada bir sorun var. Seni sonra ararım. - Şuraya bak. | Open Subtitles | ــ أنظر، أنا أواجه مشكلة هنا، سأعاود الإتصال بك ــ أنظر بعيداً |
| Aramızda telepatik bir bağ var. Ben de seni arayacaktım. | Open Subtitles | لابد وانك تمتلكين قدرة على التواصل الذهنى فقد كنت على وشك الإتصال بك |
| Tamam. Sizi saat 5'te tekrar arayacağım. | Open Subtitles | هذا صحيح ، سوف أعيد الإتصال بك فى الخامسة |
| sana ulaşmaya çalışıyordum. Pasaportum hala sende. | Open Subtitles | إني أحاول الإتصال بك فمازِل لديك جوازُ سفري |
| sana ulaşmaya çalıştım, ama kimse bir şey bilmiyordu. | Open Subtitles | بعدها حاولت الإتصال بك لكن لا أحد لديه معلومة عنك |
| Hayır. sana ulaşmaya çalıştım ama nerede olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لا , كنت احاول الإتصال بك كنت لا اعرف أين كنتي |
| Hayır. sana ulaşmaya çalıştım ama nerede olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لا , كنت احاول الإتصال بك كنت لا اعرف أين كنتي |
| Beth, sana ulaşmaya çalışıyordum. İyi misin? | Open Subtitles | بيث ، كنت أحاول الإتصال بك هل أنت بخير ؟ |
| Kate... Bir haftadır sana ulaşmaya çalışyorum. | Open Subtitles | كيت , كنت احاول الإتصال بك لمدة تصل الى اسبوع |
| Bir saattir Seni aramaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ،كنت أحاول الإتصال بك منذ ساعة هاتفك مغلق |
| Paige hapiste. Seni aramaya çalıştık ama... | Open Subtitles | بايدج في المخفر .. لقد حاولنا الإتصال بك ، لكن |
| Lexi, bebeğim, benim, dinle, Seni aramaya çalıştım. | Open Subtitles | عزيزتي ليكسي هذا أنا كنت أحاول الإتصال بك |
| Merhaba, ben Chloe. Şu anda yokum. Mesaj bırakın, sizi ararım. | Open Subtitles | مرحبا كلوي تتكلم ولست موجودة الآن أترك رسالة وسأعاود الإتصال بك |
| - Seni sonra ararım. - Gayet tabii. İşte böyle. | Open Subtitles | ـ سأعاود الإتصال بك ـ أجل، بالفعل، ها أنتِ ذا |
| seni arayacaktım. Bir şey çıktı, işten erken ayrılmam gerekti. | Open Subtitles | نعم أردت الإتصال بك طرأ أمر وجب أن أغادر العمل باكراً |
| Ondan kurtulur kurtulmaz seni tekrar arayacağım. | Open Subtitles | لا يُمكنني تصديق هذا. فقط دعنيّ أتخلص منها و سوف أعاود الإتصال بك لاحقاً. |
| seni aramayı istemedim, ama yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لم أرغب في الإتصال بك ، لكننا بحاجة إلى المُساعدة |
| seni aramak için ahizeyi kaç kere elime aldığımı bilemezsin. | Open Subtitles | مرات عديدة وأنا على وشك الإتصال بك |
| Peki uçaktan inince seni arayabilir miyim? | Open Subtitles | حسناً، هل يمكنني الإتصال بك بعدما أصل بالطائرة |
| Saatlerdir size ulaşmaya çalışıyoruz. Burada fırtına vardı. | Open Subtitles | ـ لقد حاول الإتصال بك لساعات ـ أجل، لقد تعرضنا لعاصفة |
| Onun Seni geri aramayacağını söyleyebilirim. | TED | أستطيع أن أخبرك أنه لن يعاود الإتصال بك , إنها ذبذبات تصلني و أشاركها |
| Neredeydin? Araba telsizinden seni aradım. | Open Subtitles | كنت أحاول الإتصال بك عبر الراديو منذ 20 دقيقة |
| Eğer The Daily Show'u izlerken seni arayıp Jon Stewart'ın söylediği komik şeyleri sana aktarabilir miyim? | Open Subtitles | إذا كنت أشاهد البرنامج الأسبوعي أيمكنني الإتصال بك وأعيد أشياء مضحكة قالها جوني ستيرت للتو؟ |
| Aslında şu an çok meşgulüm. Ben seni sonra arayayım mı? Elliot, sorun nedir? | Open Subtitles | في الواقع ، أنا غارق بعض الشيئ الآن دعيني أعاود الإتصال بك لاحقا، حسناً؟ |
| Belki biri seninle irtibata geçmek istiyordur. | Open Subtitles | أنا فقط أقول، لربّما شخص ما يحاول الإتصال بك |