En iyi ihtimalle, bütün geceyi sorulara cevap vererek polis karakolunda geçirirsiniz | Open Subtitles | أفضل حال، كنت تنفق كل الليل في مركز للشرطة، الإجابة على الأسئلة. |
Belki de bu nedenle kimlikle ya da kökenle ilgili sorulara cevap vermek benim için zor. | TED | ربما ذلك هو السبب أنّني أجد صعوبة في الإجابة على الأسئلة التي تخص الهوية والأصل. |
Bu yaratık kendisine yeterli fırsat verilmesine rağmen suçlamalarla ilgili bütün sorulara cevap vermeyi reddetmiştir. | Open Subtitles | هذه الدخيلة أبت الإجابة على الأسئلة المُتعلّقة بالتهم المذكورة بالمذكّرة. بالرغم من توفير كافّة السبل لمُساعدتها. |
Belli ki, sorulara cevap veremiyorlar. | Open Subtitles | من الجليّ أنه لا يسعهم الإجابة على الأسئلة. |
Yabancı, mahkeme emrindeki suçlamalarla ilgili olarak sorulan sorulara cevap vermeyi reddetti ve ona sunulan fırsatları kullanmadı. | Open Subtitles | هذه الدخيلة أبت الإجابة على الأسئلة المُتعلّقة بالتهم المذكورة بالمذكّرة. بالرغم من توفير كافّة السبل لمُساعدتها. |
- Hikâyeye bağlı kalmasını ve yalnızca sorulan sorulara cevap vermesini söyle. | Open Subtitles | حسنا، أقول لها التمسك قصتها، مجرد الإجابة على الأسئلة التي طرحها. |
Bir soruşturma yapılacak ve sorulara cevap vermek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | سوف يُجرى تحقيق بصفة سريعة و لن يكون لك غير الإجابة على الأسئلة الّتي نطرحها عليك |
Beni görmezden gelmeniz umurumda değil Doktor, vücudunuz sorulara cevap veriyor. | Open Subtitles | أنا لا أمانع إذا تجاهل لي، طبيب، جسمك هو الإجابة على الأسئلة. |
Seks hakkında sorulara cevap veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكن الإجابة على الأسئلة عن الجنس |
Ben gerçekten de sorulara cevap veren kişi olmamalıyım. | Open Subtitles | لا يجدر بي حقاً الإجابة على الأسئلة فرانسيس) هو المرشح) |