| Bunlardan biri çevremizdeki hayvanların olağanüstü sosyal karmaşıklığıdır ve bugün size hayvanların karmaşıklıkları hakkında birkaç şey anlatmak istiyorum. | TED | و أحدها هو التعقيد الإجتماعي المذهل للحيوانات من حولنا، و اليوم أريد أن أخبركم ببعض القصص عن التعقيد الحيوانات. |
| sosyal sermaye, güven inşa eden itimat ve karşılıklı dayanışmadır. | TED | رأس المال الإجتماعي هو الاعتماد و الترابط الذي يبني الثقة. |
| Hızlıca yenilikler, yarışmalar ve sosyal yatırımlar olan dört ve beşinci kategorilere bakacağım. | TED | سالقي النظر سريعاً على التصنيف الرابع والخامس وهما الإبتكار التنافسي ، والإستثمار الإجتماعي |
| Toplum içinde olma konusunda tek bir dukun yok. | Open Subtitles | ليس لديك أدنى فكرة عن أدب السلوك الإجتماعي |
| Bakın onlar bir şey etrafında bağ kurmuşlardı, aynı kamp ateşi etrafında hikâyeler anlatarak toplumsal bilişlerinin evrilmesini sağlayan atalarımız gibi. | TED | كما ترون، فقد كانوا مجتمعين حول شيءٍ ما، تماما مثل أسلافنا الذين طوروا استعرافهم الإجتماعي يروون القصص حول نار المخيم. |
| Ama asıl konuşmaya geldiğim konu Biko'nun yönettiği, Halk evi gibi bir merkezde yaşanan bir olaydı. | Open Subtitles | لكن ما جئت من أجله هي حادثة وقعت في نوع من مراكز التواصل الإجتماعي |
| Yeni sosyal metodlar geliştirebilirsiniz. sıkı ve bilimsel testler kullandığımız ilaçlar için | TED | بإمكانك إخضاع الابتكار الإجتماعي لذات الإختبارات العلمية الصارمة التي نستخدمها لفحص الأدوية. |
| Gerçekliğin sosyal yapılanması. Bana bunun ne olduğunu kim söyleyebilir? | Open Subtitles | البناء الإجتماعي للواقع من يستطيع أن يخبرني بما هو ؟ |
| Ayrıca kendinle birlikte sosyal güvenlik numaranı, doğum belgeni ve ehliyetini getirmeyi unutma. | Open Subtitles | ويجب أن تحضر معك بطاقة ضمانك الإجتماعي و شهادة الميلاد و رخصة القيادة |
| Önce paramızı, sonra görünüşümü, şimdi de sosyal hayatımızın parçalarını. | Open Subtitles | أولاً أموالنا، ثمّ مظهري، والآن القصاصات الأخيرة من مقامنا الإجتماعي |
| Paylaştığımız yazıları ya da sosyal ağ sitelerinde yaptıklarımızı unuturuz. Ama Internet unutmaz. | Open Subtitles | أو الإضافات التي نكتبها في مواقع التواصل الإجتماعي ولكن الإنترنت لا ينسى أبداً |
| Canım isterse, sosyal güvenliğin ve oy vermenin tadını çıkartabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني التمتع بعوائد الضمان الإجتماعي وبإمكاني التصويت، لو أردت ذلك |
| Komünizm, sosyalizm, serbest piyasa ve faşizmin, sosyal evrimin bir parçası olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن الشيوعية، الإشتراكية، العمل الحر، الفاشية، هي جزء من التطور الإجتماعي. |
| Eğer kardeşinin düğününde yanında biri gerekiyorsa.., ...sosyal hayatım bu aralar oldukça boş. | Open Subtitles | حسنا, إذا أردت مرافقة من أجل زفاف شقيقتك، فجدولي الإجتماعي خالي بشكل محزن. |
| Vasiyetname onay formu sigorta belgeleri, emekli maaşı evrakları sosyal güvelik formu. | Open Subtitles | إستمارات إثبات صحة الوصية دعاوي التأمين و وثائق المعاش إستمارات الضمان الإجتماعي |
| Bu zamanda kim sosyal Güvenlik kartını üstünde taşıyor ki? | Open Subtitles | من الذي يحمــل مـعه بطاقة الأمن الإجتماعي في الجوار ؟ |
| Göz attığım kadarıyla artık sosyal medya yoluyla iletişim kuruyorlar- | Open Subtitles | مما إستجمعته فأنهم يتواصلون أكثر من خلال وسائل التواصل الإجتماعي |
| Ne cesaretle o üçüncü dünyadan gelmiş inek düşkünü, Toplum düşmanı beni küçük düşürür? | Open Subtitles | هكذا يرعب ذلك العالم الثالث، محبّ بقرة المرفوض الإجتماعي يذلّني؟ |
| Toplum merkezinin kaldırılmak istenmesi soru hakkında | Open Subtitles | انت تعرفها : باترا وجيل ومشكلة المركز الإجتماعي |
| Bu beyaz dosya Priya için! Bunda Toplum merkezli alışveriş merkezi projesi var | Open Subtitles | هذا الملف الأبيض لبريا فيه تصميم المركز الإجتماعي |
| Böylece, toplumsal üretim geçici bir moda değil, gerçek bir olgudur. | TED | إذاً، فالإنتاج الإجتماعي هو حقيقة ماثلة، ليس بدعة. |
| Jonathan'ın Halk içindeki konumuyla bu akşam çıkarırız. | Open Subtitles | وبحسب مركز جونثان الإجتماعي فسيخرج بموعد العشاء |