| Sen, ateşleme devrelerini, tek parça haline getir yoksa işe yaramazlar. | Open Subtitles | أنتَ, إستخرج دوائر الإشتعال هذه كقطعة واحدة و إلّا لنْ تعمل |
| -İşin doğrusu burada uyuşturucu üretildiğine dair hiç bir kanıt yok fakat pek çok ateşleme düzeneği var elektrikli ocak, eritme kabı gaz sobası ve mumlar | Open Subtitles | لا يبدو هناك مؤن تصنيع مخدرات لكن كثير من مصادر الإشتعال , طبق ساخن أبريق خفق الجبن .. |
| İçinde bir delik var, içine gaz veya yanıcı bir madde doldurulabilir. | Open Subtitles | فتحة المثقاب في الجانب إملأها بالجازولين أو أيّ شئ آخر سريع الإشتعال |
| Bunun yanında, oldukça yanıcı bir maddeden yapılırlar, bunun anlamı, onları başka türlü de kullanabileceğinizdir. | Open Subtitles | وهو أيضا سريع الإشتعال ذلك يعني بأنه يمكن أن يكون مفيدا لطرق أخرى أيضا |
| Filin stoklarında, bazı plastik çeşitlerinde bulunur. Ancak yanıcıdır. - Öyle değil mi? | Open Subtitles | إنّ بإمكانكم إيجاده في بعض الأشرطة السينمائيّة القديمة، وبعض أنواع البلاستيك، لكنّها شديدة الإشتعال. |
| Bu laboratuar ağzına kadar mumyalama sıvısı ile doludur, oldukça yanıcıdır. | Open Subtitles | المختبر مليئ بسائل التحنيط، وهو سريع الإشتعال. |
| Ed, mekiği hazırla, doğruca ateşleme evresine geç. | Open Subtitles | إيد , إعمل خط للمكوك وإذهب مباشرة الى وضع الإشتعال |
| Tüm ateşleme tertibatını değiştirdim ama hâlâ çalıştıramıyorum. | Open Subtitles | غيرت كل هراء مسارع الإشتعال ولازلت لا أستطيع تشغيلها |
| C-4, benzin püskürtmesini sağlayan ateşleme donanımına bağlanmış. | Open Subtitles | يبدو أن شحنة المحرك بالـ "سي 4" أدت إلى الإشتعال. |
| Folyo bir ateşleme gecikmesi yaratır. | Open Subtitles | لأنّ الألمنيوم سيخلق تأخيراً في الإشتعال... |
| ateşleme için beklemede. | Open Subtitles | استعداد من أجل الإشتعال |
| ateşleme sırası değiştirilmiş. | Open Subtitles | ترتيب الإشتعال لقد تغير |
| Magnezyum klorit, çok yanıcı bir maddedir ve üçüncü hayaletin sis dumanıyla aynı bir patlama yaratmak için kullanılabilir. | Open Subtitles | إنَّ كلورات المغنيسيوم مادة سريعة الإشتعال ويتمُّ استخدامها للقيام بإنفجار مطابق للذي فعله الشبح الثالث للدخان |
| Gerçekten. Ekstra sızma zeytin yağı ekstra yanıcı oluyor. | Open Subtitles | ان زيت الزيتون الشديد النقاء هو شديد الإشتعال |
| O kadar vaktiniz yoksa en yakınınızdaki yanıcı şeyleri bulursunuz. | Open Subtitles | لو لم تكن لديك الفرصة لإنتظار حدوث ذلك أبحث عن أي مادة سريعة الإشتعال يمكنك العثور عليها |
| Mimarlar, binaların şablonları için yüksek derecede yanıcı çözücüler kullanır. | Open Subtitles | إنّه مُذيب سريع الإشتعال يستعمله المهندسون .عند بناء نماذج من البوليستيرين |
| Ben de evin bir tarafına yanıcı maddeleri koyacağım diğer tarafına ise ateşe dayanıklı şeyleri. | Open Subtitles | لذا سأفخخ النصف الأول من المنزل بمواد سريعة الإشتعال والجانب الآنر |
| Kuru temizleme malzemeleri oldukça yanıcıdır. | Open Subtitles | فمواد التنظيف الجاف شديدة الإشتعال |
| Uyarı: polar karışımı ceketim bir hayli yanıcıdır. | Open Subtitles | حذاري معطفي المصبوغ سريع الإشتعال |
| Bugün itfaiye müdürü' nün ofisinden bildiriyoruz, bum belediye ekiplerinin dikkatine ragdoll kedisinin satışını engellemek için, ki aşırı yanıcıdır. | Open Subtitles | "تقرير من رئيس مكتب المطافي اليوم" طلب لكل السلطات المحلية" "بمنع بيع الدمى المستوردة "و التي أكتشف أنها شديدةُ الإشتعال" |
| Son derece yanıcıdır. | Open Subtitles | إنها شديدة الإشتعال |