| Mutlaka iyi bir manzara ister, öyle değil mi, hayatım? | Open Subtitles | هى دائماً تحب الإطلالة أليس كذلك يا حملى الوديع ؟ |
| Hayat bir yokuştur ama manzara harikadır. | Open Subtitles | إن الحياة تَسَلُّق, لكِن الإطلالة رائعة. |
| Bu kadar güzel manzarası olan restoranı seçen ben değilim. | Open Subtitles | لست أنا من اختار هذا المطعم ذو الإطلالة الخلابة |
| Bu kadar güzel manzarası olan restoranı seçen ben değilim. | Open Subtitles | لست أنا من اختار هذا المطعم ذو الإطلالة الخلابة |
| Görüyorum ki, Monsieur, eski işvereninizle aynı etkileyici manzarayı paylaşıyorsunuz. | Open Subtitles | أرى يا سيدي أنك تتشارك ذات الإطلالة المبهرة مع رئيسك الراحل |
| Sana çok sevdiğin o manzarayı veririm. | Open Subtitles | سوف أعطيكِ الإطلالة التى تشتهيها سوف أمنحك كل شئ |
| Hep nehir manzaralı bir yeri hayal etmiştim. | Open Subtitles | لقد حلمت بالحصول على هذه الإطلالة طوال حياتي |
| Bu manzara, bir Stubbs mu? | Open Subtitles | هذة الإطلالة إنها رائعة |
| Ama manzara harika. | Open Subtitles | لكن الإطلالة رائعة. |
| Haklıymışsın, Blair. Yukarıdan manzara harika. | Open Subtitles | ( لقد كنت محقة يا ( بلير الإطلالة مدهشة من هناك |
| manzara hoşuma gitti. | Open Subtitles | تعجبني الإطلالة |
| - manzara değişti. | Open Subtitles | -تغيرت الإطلالة قليلاً . |
| Ama bu manzarası vardı. | Open Subtitles | لكن كان يتميز بتلك الإطلالة |
| O kulenin manzarası çok iyi. | Open Subtitles | الإطلالة جيدة من ذالك البرج. |
| Ama buranın manzarası epey güzel. | Open Subtitles | الإطلالة رائعة جداً. |
| Nate, Epperly'e çatıdan gözüken manzarayı gösterebilir misin? | Open Subtitles | ( نايت ), هلا أريت ( إيبرلي ) الإطلالة من السطح ؟ |
| Meydan manzaralı bana uyar. | Open Subtitles | الإطلالة على الميدان جيّدة. |
| Bay Mayer, otel müdürü en iyi manzaralı odayı almanızı sağladı. | Open Subtitles | سيد (ماير) ؟ مدير الفندق تأكد من جصولك على الغرفة ذات الإطلالة الأفضل |