"الإغماء" - Traduction Arabe en Turc

• bayılma
• kaybı
• Bayılmak
• bayılmayı
• bayılmaya
• Bayılana
• kaybının
• Bayıltma
• Bayılmaca
• Bayılmanın
• bayıldığını
• bayılacaktım
• Bayılacakmış

bayılma olayı, Pasifik yaz saatine göre tam sabah 11'de gerçekleşti.
حدث الإغماء في تمام الساعة الـ11 ليلاً بالتوقيت الصباحي للمحيط الهادي

Partner ve sonra birisi açılması gibi ve sonra onları bir cadı olduğumu , onlara bayılma söylemek zorunda.
مثل المواعدة و الإنفتاح أمام أحد الأشخاص و ثم محاولة القول لهم هذا أنا ساحرة ، ثم الإغماء

Bilinç kaybı sırasında en azından iki kişinin kendinde olduğundan eminiz.
لقد قررنا أنه على الأقل هناك شخصين كانا مستيقظين خلال الإغماء

Bayılmak, teklifini hatırlamamak...
الإغماء, وتظاهري انني لا اتذكر تقدمك لزواجي ماذا؟

"Nöbet" deyince bayılmayı ya da benzeri bir şeyi mi kastediyorsunuz?
عندما تقولين نوبة ، هل تعانين من الإغماء أو ما شابه ؟

Psikiyatrı, Doktor Carlstrom'la konuştum ve yazdığı ilaçların hiçbiri böyle bir ani bayılmaya sebep olmazmış.
لقد تحدثت مع طبيبها النفسي الطبيب كارلستروم وعرفت أنّ لا شئ من الأدوية التى وصفها لها قد تسبب مثل هذا الإغماء

bayılma ve yutma güçlüğü arasında bir bağlantı bulmalıyız.
علينا إيجاد رابط بين الإغماء وصعوبة البلع

bayılma olayının nedenini sadece biz soruşturmuyoruz galiba.
لا أعتقد أننا وحدنا من نحقق في سبب حدوث الإغماء

Beşi, bayılma olayından hemen önce tek kullanımlık bir telefonla yapılmış.
خمس منها بهاتف خلوي يمكن التخلص منه قبل الإغماء مباشرة

Birkaç etkene bağlı olabilecek bir bayılma geçirmiş.
هذا النوع من الإغماء يمكن أن يكون نتيجة لعِدّة أشياء

Kalsiyum seviyesini düşürüp bayılma ve tat bozukluğuna neden olur.
...يخفض كالسيوم الدم مما يسبب الإغماء ومشكلةَ التذوّق

bayılma olayını soruşturmak için FBI'nın bir saha ofisinin kendi kendini sorumlu tayin ettiğini söylediler.
سمعت أن هناك مكتب ميداني للمباحث الفيدرالية قد عينوا أنفسهم المسؤلين الوحيدين عن التحقيق في "الإغماء"

Çinliler karışıklığı fırsat olarak görür ve bu bilinç kaybı bana sana karşılık verme şansı sunuyor.
تعلم , الصينيون يرون الفوضى على أنها فرصه و الإغماء يعطيني فرصة لأعوض عليك ما سبق

Ama bilinç kaybı sırasında yüzde elliden daha az kurban verdiler.
لكنهم تعرضوا لوفيات أقل من نسبة 0,5% خلال فترة الإغماء

Şu durumda, söz konusu yollar yalnızca bilinç kaybı soruşturmamıza rehberlik etmesi için gördüğümüz gelecek görüntülerini kullanmayı içeriyor.
في هذه القضيه , "الوسائل" بالكاد تتضمن استعمال المستقبل الذي رأيناه ليقود تحقيقنا في الإغماء

- Hadi ama. - Bayılmak üzereydin. - Göründüğünden daha da kavgacı bir tipe benziyorsun.
كنت على وشك الإغماء - يبدو أنكِ أكثر لؤماً مما تبدين عليه -

Rüyaları ve bayılmayı saymazsak o hala çok iyi durumda.
فيما عدا الأحلام وحالات الإغماء فحاله على ما يرام؟

Yiyecekler vagusa bası yapar, bu da bayılmaya neden olur.
والطعام يضغط على العصب المبهم، فيسبب الإغماء

Belki de teorilerin ve üçgenlerinle onları Bayılana kadar sıkmışsındır.
حسنٌ... ربّما لأنكَ تصيبهنّ بالملل حدّ الإغماء بنظرياتكَ و مثلثاتكَ

Bilinç kaybının bir daha olacağından o kadar endişe ediyorduk ki...
لقد كنا قلقين جداً من إحتمال حصول الإغماء مجدداً

-2070'nin Bayıltma riski ne? . -Yüzde 73
ما خطر الإغماء بسبب هذه السرعة؟

Bayılmaca oynuyoruz. Herkes katılmak zorunda.
إنها لعبة "الإغماء" على الجميع أن يلعبها

Bayılmanın olduğu gün tutukladığınız sarışın bir kadın.
"شقراء ما، ألقي القبض عليها يوم "الإغماء

Polisler bayıldığını söyledi, muhtemelen şoktandır.
الشرطة قالت أصابك الإغماء ربما بسبب الصدمة

Yani ayakkabılarımı çıkarmamı istediler ve az daha eğilmeye çalışırken herkesin gözü önünde bayılacaktım.
المغزى أنهم أجبروني على خلع حذائي وشارفتُ على الإغماء أمام الجميع حينما حاولتُ الإنحناء

Dışarı çıkamıyordum teneffüste biraz basketbol oynamaya kalksam içeri girdiğimde Bayılacakmış gibi hissediyordum.
لم أستطع الخروج للعب كرة السلة وقت الراحة المدرسية دون أن أشعر كأنني على وشك الإغماء عند عودتي للداخل.