| Ne felaket ama. Üstelik açılış gecesine sadece bir hafta kala. | Open Subtitles | يالها من كارثة . إنها قبل إسبوع من ليلة الإفتتاح |
| Hasta olabilirim, ama açılış gecesini kaçırmamın yolu yok. | Open Subtitles | لعلي مريضة, لكن مستحيل أن أفوّت الإفتتاح الليلة |
| açılış için mi geldin? | Open Subtitles | أهلاً بك في باريس هل أنت هنا من أجل الإفتتاح |
| Başka birini bulabiliriz, ama eğer New York'taki açılışa katılabilecek durumdaysa, katılacaktır. | Open Subtitles | يمكننا تشغيل شخص آخر ، لكن إذا كانت تناسب الإفتتاح فى نيويورك ، فستفعل ذلك |
| Ve şimdide Smallville sezon açılışı. | Open Subtitles | و الآن ليلة الإفتتاح للفصل السادس من سمولفيل |
| Ben düşündüm ki Açılışta burada olurum, sen de buradasın nasılsa, böylece burada birlikte oluruz. | Open Subtitles | لذا, كنت أفكر سأكون هنا يوم الإفتتاح و أنت ستكون هنا إذاً ماذا عن وجودنا هنا معاً ؟ |
| açılış gecesine kadar asılı kalacağımı sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أني سأبقى معلقاً هناك حتى ليلة الإفتتاح |
| Haklısınız. açılış gecesine dek beklesek daha iyi. | Open Subtitles | نعم، أنت محق يجب أن ننتظر حتى ليلة الإفتتاح |
| Evet, Haklısınız. açılış gecesine kadar beklemeliyiz. | Open Subtitles | نعم، أنت محق يجب أن ننتظر حتى ليلة الإفتتاح |
| Paris'e hoş geldin. açılış için mi geldin? | Open Subtitles | أهلا بك في باريس,هل أنت هنا من أجل الإفتتاح |
| Ne talihsizlik, açılış seremonisi yarın. | Open Subtitles | يجب أن نحل هذه المسأله بسرعة حفلة المراسم الإفتتاح غداً |
| açılış gününde onur konuğumuz olursun. | Open Subtitles | وفي يوم الإفتتاح يمكنك أن تكوني ضيفة الشرف. |
| Şans dilemek yasaktır açılış gecesinde | Open Subtitles | إنه فأل سييء أن تتمنّي التوفيق في ليلة الإفتتاح |
| Bu büyük bir açılış, kovulmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هو الإفتتاح الكبيرُ، هَلْ تُريدُهم أَنْ يَطْردوني؟ |
| İleri dönük alım satımlardaki iniş çıkışlı bir haftadan sonra herkes açılış fiyatını belki de 15£ olarak bekliyordu. | Open Subtitles | بعد التوثيق على الشهادات في مستقبل السوق لم يعد بإمكان أي شخص التنباء بسعر الإفتتاح حسناً, 15 باوند |
| Ve şimdi Olivia Fuller açılış kurdelesini kesecek. | Open Subtitles | و الآن من التلفاز أوليفيا فولر سوف تقص شريط الإفتتاح |
| Peki "Büyük açılışa" bizde davetli miyiz ? | Open Subtitles | هكذا هل سَتَدْعونا كُلّنا إلى الإفتتاح الكبيرِ؟ |
| Olivia Fuller "Brat Wraps" çocuk kıyafetleri mağazasının açılışı için Quahog alışveriş merkezinde olacak. | Open Subtitles | لأن السيد فولر ستظهر في مجمع كوهاج في نهاية هذا الأسبوع بمناسبة الإفتتاح الكبير لـ محل برات واربز لملابس الأطفال الجديد |
| Açılışta çocuktan aldığım videodan sana bahsetmiştim, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلت لك عن ذلك الفيديو الذي أخذته من ذلك الفتى في الإفتتاح ، صحيح ؟ |
| Ve Açılıştan önce kolleksiyonun fotoğraflarını çekeceğiz. | Open Subtitles | و سيسمح لنا بتصوير مجموعة الأزياء قبل الإفتتاح |
| Şarap evinin açılışına gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكر عندما ذهبنا إلى الإفتتاح هذا مقهى النبيذ؟ |
| AçıIış 19 Aralık'ta, zamanaşımı kanunun sona erdiği gün. | Open Subtitles | الإفتتاح في الـ19 من ديسمبر، يوم إنتهاء المهلة المشروعة. |
| Bu tarihi anın açılışında özel onur konuklarımız... | Open Subtitles | ضيوف الشرف الخاصين للحظة الإفتتاح التاريخي، |
| İyi haber, sanırım büyük açılışımız için neredeyse hazırız. | Open Subtitles | الأخبار الطيبة هي أننا مستعدون تقريباً لإعادة الإفتتاح |
| gala, aslında. Ve elimde fazladan bir bilet var. | Open Subtitles | ليلة الإفتتاح, فى الحقيقة لدىّ تذكرتين إضافيتين |
| Sizi bugün buraya, geçenlerde Krallar Vadisi'nde keşfettiğim çömleklerin açılışını izlemeniz için davet ettim. | Open Subtitles | دعوتكم جميعا هنا اليوم . . لمشاهدة الإفتتاح لبعض الآثار المكتشفة مؤخرا في وادي الملوك |