yaşlı kadın bu işi yapan kişi olabilir, ama herhangi bir aile üyesi de işi yapmış olabilir. | Open Subtitles | الإمرأة العجوز ستكون من المحتمل مرشّحة، لكنّه يمكن أن يكون أيّ فرد من العائلة. |
- Bilmiyorum. Ama yaşlı kadın ailenin dertte olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | لكن الإمرأة العجوز عرفت العائلة كانت في المشكلة. |
Resimde gördüğümüz oydu, ve yaşlı kadın aileyi ondan korumaya çalışıyordu. | Open Subtitles | هي الذي كانت في الصورة والذي الإمرأة العجوز حاولت حماية العائلة من. |
Neden o yaşlı kadını sandalyeye bağladın? | Open Subtitles | لماذا تقيدون هذه الإمرأة العجوز بذلك الكرسي؟ (لقد خطفت (أم صديقي |
Hele hele, yaşlı kadının odasında iki ölü horoz gördükten sonra hiç değil. | Open Subtitles | ولا بعد أن يرون ديكين ميتين في غرفة نوم الإمرأة العجوز. |
Peki, şu rüyanıza giren yaşlı kadın? | Open Subtitles | ماذا عن الإمرأة العجوز في حلمك؟ |
- Sessiz ol yaşlı kadın! | Open Subtitles | اصمتي، ايتها الإمرأة العجوز |
yaşlı kadın saçmalıyor. | Open Subtitles | الإمرأة العجوز تهزي |
yaşlı kadın, zaten kırpmış olduğu... | Open Subtitles | كما ادّعت الإمرأة العجوز |
Sonra, yaşlı kadın, Bree Hodge'ın yumruğunu sıktığını gördü... | Open Subtitles | ثم رأت الإمرأة العجوز (بري هوج) تُحكم قبضتها. |
Tabutumuz için çiçek mi? yaşlı kadın! | Open Subtitles | الإمرأة العجوز! |
yaşlı kadın. | Open Subtitles | الإمرأة العجوز |
Gümüşleri satmak için Jasper'a götürdük ama o yaşlı kadını haberlerde o da görmüştü. | Open Subtitles | لذلك أخذنا الطاقم الفضي لــ (جاسبر) لبيعه .ولكن ولكنه رأى الإمرأة العجوز على الأخبار أيضا |
yaşlı kadının cesedinin altında oldukça kül vardı. | Open Subtitles | كان هناك أكثر رمادية على الأرضية تحت جسم الإمرأة العجوز. وينظر إلى هذا. |