| Elektrik halindeki enerji ışık ve soğutma sağlar. | TED | فالطاقة الكهربائية تزوّد الإنارة والتكييف، |
| Doğru ışık, doğru sıcaklık, doğru havanın olduğu bir çalışma alanı elde etmek istedik. | TED | حيث أردنا إنشاء فضاءات عمل تتوفّرُ فيها الإنارة ودرجة الحرارة والتهوية المناسبة. |
| Bu renkli LED ışıklarından gelen güneş ışığı dışındaki ekstra ışık da bitki gelişimini artırır. | TED | إلى جانب ضوء الشمس، ضوء قادم من مصابيح الإنارة الملونة هذه والذي يعزز أيضًا من نمو النبات. |
| En başta imkansız gibiydi. Mesela, ışıkları elinle açmak gibi. | Open Subtitles | وقد بدا مستحيلاً في البداية أعني مثلاً، تشغيل الإنارة يدويّاً |
| Bir bakayım, tamam mı? Önce şu ışıkları bir açayım. | Open Subtitles | , سألقي نظرة عليه لكن أولاً سأشعل الإنارة |
| Gaby, burada masraf olduğu için ışıkları bile açmıyoruz. | Open Subtitles | غابي بالكاد نستطيع ان نحافظ على الإنارة في هذا المكان |
| Ve yol boyunca, sokak lambası direkleri üzerindeki afişlerde konseri yer alıyordu. | Open Subtitles | وطوال الطريق ، على أعمدة الإنارة . هناك لافتة اعلانية عن الحفلة |
| Bu sayaç gerekli olarak hesaplama bakımında iki ışık anahtarına eşittir. | TED | لذلك هذا أساسا النظير الحسابي لاثنين من مفاتيح الإنارة. |
| Yani, bu sadece her köy evinde ışık olması değil, | TED | لذلك، ليست المسألة مجرد الإنارة في كل منزل ريفي. |
| Bu yüz tarama küresi, etrafında 156 adet beyaz LED lambaları ile, oldukça kontrol edilebilen ışık durumları serisi içerisinde onun fotoğrafını çekmemize izin veriyor. | TED | هذا هو مخروط مسح الوجه، مع 156 ضوء أبيض في كل مكان، الذي أتاح لنا تصويرها في سلسلة من شروط الإنارة المتحكم بها للغاية. |
| Bu da demektir ki, fazla ışık yasak. | Open Subtitles | مما يعني لا مزيد من الإنارة. لا مزيد من النظر. |
| Renklerle oynadım, ışık açısını değiştirdim ama çocuklar için yapabileceğim çok bir şey yoktu. | Open Subtitles | تلاعبت بالألوان وغيّرت الإنارة لكن يمكنني فقط جعل أطفالك لطفاء جدا وغير أذكياء |
| Şuraya biraz ışık tutabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول على قليل من الإنارة هنا رجاء؟ |
| Tüm koridordaki ışıkları kapatacak. | Open Subtitles | إنه سيقوم بقطع الإنارة عن الرواق |
| Aslına bakarsanız... Işıktan sorumlu arkadaş tüm ışıkları açabilir misin acaba? | Open Subtitles | أتعلمون، في الواقع، يا رجل الإنارة |
| Çok karanlık, ışıkları açsan iyi olurdu. | Open Subtitles | المكان مظلم، أشعلي بعض الإنارة. |
| Şu sokaktan dönünce ışıkları göreceksin. Gördün mü? | Open Subtitles | اسلكي ذاك الطريق وسترين مصابيح الإنارة. |
| Dinesh ışıkları erotik bir şeye ayarla çünkü ortam birazdan on numara erotikleşecek. | Open Subtitles | دانيش) , حوِل الإنارة لشئ مُثير جِنسيًا لأن الأمور ستكون شهوانِية بحق هُنا |
| Ben ışıkları açayım. Henüz değil. | Open Subtitles | - انتظري ولحين عثوري على مفتاح الإنارة . |
| 1950 lerde ortalama maaşı düşünürsek 8 saniye çalışmanız gerekecekti, gerekli ışığı satın almak için. | TED | في الماضي عام 1950 , كان لابد من أن تعمل لثمانية ثواني من متوسط الدخل لتتلقى خذه الإنارة. |
| Daireye giren sokak lambası çarptığında sen de mi odadaydın? | Open Subtitles | كنت في الغرفة عندما طار عمود الإنارة من الشارع للشفة؟ |
| Acele et! Baksana elektrik lambasına ne yapmış! | Open Subtitles | جدي فقط تعويذة الالغاء وأسرعي أنظري إلي ما فعله بعمود الإنارة |