| Tamiflu uzun süre kullanılması gereken bir ilaç ancak yan etkilerinden biri intihar eğilimine yol açması. | TED | هل يجب تناول التاميفلو لمدة طويلة من الوقت، حسناً، أحد الأعراض هو الميول الإنتحارية. |
| İntikam ve intihar saldırıları İslam'da yeri olmayan eylemlerdir. | Open Subtitles | لنخرج بشىء إيجابى الإنتقام والعمليات الإنتحارية وأشياء من هذا القبيل ليس لها مكان فى ديننا |
| Ölmüş olan Terry'nin kızarkadaşını kurtarmaya intihar görevine giderken? | Open Subtitles | بينما أذهب أنا في المهمّة الإنتحارية لإنقاذ صديقة تيري الميتة؟ |
| Bu olayın anısına babam, annemin kamikaze takımının arkasına yükselen ejderhayı işledi. | Open Subtitles | لكي تحيي ذلك الحدث أبي طرز تنينا على ظهر بدلة أمي الإنتحارية |
| Ben profesyonellere bakınıyorum, intihara meyilli birkaç serseriye değil. | Open Subtitles | كنت أبحث عن محترفين، وليس حفنة من الأشرار الإنتحارية. |
| İntihar eden leş yiyici kuşlar da mükemmel işaretlerdir, değil mi, doktor? | Open Subtitles | الطيور الإنتحارية تعتبر طالع خير ، أليس كذلك؟ |
| Direnişçiler sınırı geçti. İntihar bombalamaları. | Open Subtitles | لقد تعدت المقاومة الحد الفاصل بالعمليات الإنتحارية |
| Özellikle şimdi bu intihar bombalamalarıyla ve | Open Subtitles | وتحديداً الآن مع وجود القنابل الإنتحارية و |
| Bir daha intihar saldırısı yok Albay. | Open Subtitles | لا مزيد من القنابل الإنتحارية يا كولونيل |
| İntihar saldırılarına tolerans gösterilmeyeceği mesajını göndermek zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نُرسل رسالة أن العمليات الإنتحارية لن يتم التسامح بأمرها |
| Polis mezuniyet törenindeki intihar bombası. | Open Subtitles | فى العملية الإنتحارية فى حفل تخرج الشرطة |
| Sanki ilk defa yapıyorum da. Kaç tane intihar görevinde uçtum? | Open Subtitles | الأمر ليس كما لو أنه المرة الأولى كم عدد المهمّات الإنتحارية التي قُدتها؟ |
| Biliyor musunuz? Siz ikinizin kendini kesme ve intihar konusunda muhtemelen konuşacak çok şeyiniz va... | Open Subtitles | على الأرجح لديكما الكثير من الأمور لمناقشتها بشأن الجروح و العمليات الإنتحارية |
| Çocukken koruyucu aileler elinde büyümüş, sorunlu aile hayatı, intihar eğilimli eş ve depresyon, hepsi var. | Open Subtitles | الدخول والخروج من دور الحضانة وهو طفل الحياة العائلية المضطربة، الزوجة الإنتحارية الكآبة، كلّ هذا موجود بالداخل |
| Bir çok terör grubu, yıkım ve intihar saldırılarında insan yerine, robotları kullanmak istiyor. | Open Subtitles | هناك العديد من الجماعات الإرهابية الذين يرغبون في استخدام الروبوتات بدلاً من الآدميين لنشر الإرهاب وللفرق الإنتحارية |
| Bir grup içinde intihar düşünceleri yayılıyor ve benzer eylemlerle sonuçlanıyor. | Open Subtitles | بمعنى إنتشار الأفكار الإنتحارية بين مجموعة من الناس |
| Ben seni aptal intihar görevinden kurtarıyordum. | Open Subtitles | كنتُ منشغلاً بإنقاذكِ من مهمتكِ الإنتحارية. |
| Akrabamın düğününde kamikaze takımımı giyecektim, ...ama bizimkiler "olmaz" dedi. | Open Subtitles | لقد كنت سألبس البدلة الإنتحارية في يوم الزفاف قريبا لكن أبي قال لا يمكن هذا |
| ...kamikaze takımıma bir kaç kelime işletmek istiyorum. | Open Subtitles | فكنت أريد الحصول على بضعة كلمات مطرزة على بدلتي الإنتحارية |
| İntihara yönelince bakıyorum da coğrafyan zayıflamış. - Şerif Forbes Mason'ı resmi olarak kayıp listesine aldı. | Open Subtitles | أجل، لكنكِ منشغلة بميولكِ الإنتحارية و لم تلحظِ ذلك |
| Ben o manyak, ne yapacağı belli olmaz intihara meyilli polisim. | Open Subtitles | أنا الشرطي المجنون المزاجي ذو الميول الإنتحارية. |
| İntiharı düşünüyordu çünkü kızına aylarca tecavüz edilmişti. | Open Subtitles | ذات النزعة الإنتحارية لأن ابنتها اغتصبت منذ شهور |