| Zamanını internette geçirmesi gerek, nasıl olur da tek reklam bile görmez? | Open Subtitles | هو يَجِبُ أَنْ يَصْرفَ كامل حياتِه على الإنترنتِ , لذا كيف مَا سَبَقَ أَنْ رَأى أفردَ إعلاناً؟ |
| Porno oyuncularının aylık sağlık raporunun internette olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد تلك الدعارةِ سجلات صحةِ الممثلين الشهريةِ على الإنترنتِ. نعم، حقّ. |
| Bana soracak olursan internet sadece özel bir depodan başka birşey değildir | Open Subtitles | أعتقد أن الإنترنتِ يخْدمُ فقط حارسِ، المعلومات. |
| Son e-postları hariç bütün internet geçmişi silinmiş. | Open Subtitles | ماعدا رسائلها البريدية الإلكترونية الأخيرةِ، كاملها تأريخ الإنترنتِ أُبيدَ. |
| -Sanırım şifreyi sana gönderdim internetten, hayır mı? | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنه يمكنني نشرها على الإنترنتِ ؟ |
| Şirket ağından çıkıp pornoya bakabilmek için internete nasıl bağlanacağımı biliyor musunuz? | Open Subtitles | تَعْرفُ كَمْ أنا يُمْكِنُ أَنْ أَتقدّمَ شبكة حاسوبِ المكتبَ. . لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أَدْخلَ دعارة الإنترنتِ الجيدةِ جداً؟ |
| İnternette daha ucuz. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَحْصلَ عليهم أرخص على الإنترنتِ. |
| O, internette yayınlanmak istiyor, bilirsin, ünlü olmak. | Open Subtitles | تُريدُ لِكي تَكُونَ على الإنترنتِ تَعْرفُ؟ تكُونُ مشهورُة |
| Tüm ay boyunca internette yaptığım şey buydu. | Open Subtitles | ذلك ما أنا أَعْملُ على الإنترنتِ طِوال الشهر. |
| Hamile kadınlar için, internette bir sohbet odası var. | Open Subtitles | هناك غرفة دردشة على الإنترنتِ للنِساءِ الحبلى |
| Tüm gününü, internette, küçük web kamerasına konuşarak geçiriyor. | Open Subtitles | تَقضي وقتهـا طِوال النهار على الإنترنتِ وتتحدث عبر كام النت |
| Çocuklar bütün zamanını internette geçiriyor. | Open Subtitles | يَقْضي الأطفالُ كُلّ وقتهم على الإنترنتِ. |
| Biliyorum yeterli değil, ama internet romanları yazıyorum. | Open Subtitles | هو غير كاف، أَعْرفُ، لَكنِّي أَكْتبُ رواياتَ على الإنترنتِ. |
| Yani bizi Collier dosyasıdan bir internet sohbetçisini kontrol etmemiz için mi çekiyorsun ? | Open Subtitles | لذا أنت تَسْحبُينا مِنْ عاملِ المنجم لفَحْص ثرثرةِ الإنترنتِ ؟ |
| O zaman İnternet'teki en büyük Michael Moore web sitesini işleten adamın siteyi kapatmak zorunda kalacağını öğrendim. | Open Subtitles | ذلكعندماسَمعتُ الذي الرجل الذي يَرْكضُ الأكبر موقعويبمورمعاديلمايكل على الإنترنتِ كَانَسيَكُونُعِنْدَهُلإغْلاقه. |
| Her sosyal ağı, internet kaydını hızlı ve metin mesajları bilinen yakınları, dostlarını, yoldaşlarını izliyoruz. | Open Subtitles | نراقب جميع الشبكات الأجتماعية سجلات الإنترنتِ الرسائل الفورية والنصية الشركاء المعروفون أصدقائك، الرفاق |
| Şuanda tüm gezegen internet ağına bağlı durumda, | Open Subtitles | الكوكب بالكامل وافق على الإنترنتِ. |
| Resimlerinizden bazılarına internetten baktığımı söylemek istedim. | Open Subtitles | أردتُ إخْبارك بأنّني تفحصت البعض مِنْ صورِكَ على الإنترنتِ |
| İnternetten ve rehberden bazı adresler çıkarırım. | Open Subtitles | أوه، هم سَيَدْعونَ. أَخذتُ بَعْض الإعلاناتِ على الإنترنتِ وفي دفترِ الهواتف. |
| Son zamanlarda herkes malzemelerini internetten alıyor. | Open Subtitles | كُلّ الناس يشترون معداتهم مِنْ الإنترنتِ مؤخراً |
| - O yüzden internete girdim. | Open Subtitles | - لِهذا ذَهبتُ في الإنترنتِ. - هكذا؟ |
| İnternetin yüzde yüzü haberdar olmalı. | Open Subtitles | 100 % وعي عبر هذه الإنترنتِ. |