| Bu genellikle binicilerin koltuktan ayrılması, hatta gerekli önlemler alınmazsa koltuktan fırlaması gibi durumlarında olur. | TED | هذا ما يحدث للركاب عندما يجربون فصل المقعد وبدون الاحتياطات المناسبة، طرد. |
| Bu önlemler derhal alınmazsa Atilla İtalya'yı işgal ettiğinde seni kurtaracak ne hızlı bir at ne de seni saklayacak bir orman kalacak. | Open Subtitles | لو ان هذه الاحتياطات لم تتخذ على الفور، عندما يغزو أتيلا إيطاليا لن يكون هناك حصان بالسرعة الكافية لإنقاذكم، |
| Polis halkın kendi başına bir işe kalkışmasını engellemek için elinden gelen önlemi alıyor. | Open Subtitles | الشرطة قد أخذت كل الاحتياطات و ندعو الجميع ألا يتولوا الأمر بأيديهم |
| Bill haklı. Daha fazla önlem alınmalı. | Open Subtitles | بيل محق لقد حان الوقت أن تتخذي المزيد من الاحتياطات. |
| Endişe etmeye gerek yok, gerekli tedbirler alındı. | Open Subtitles | لا تقلق اتخذنا كل الاحتياطات |
| Ordu, gelişebilecek acil durumları karşılamak üzere bütün tedbirleri aldı. | Open Subtitles | الجيش اتخذ كل الاحتياطات لتلبية أي حالة طارئة او قد تتطور. |
| Her türlü önlemi aldıktan sonra bu nasıl olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن ان يحدث هذا بعد ان اتخذنا كل الاحتياطات اللازمة؟ |
| Bunu önlemek için tedbir alındı. | Open Subtitles | أرجع وأرمي البوابة الخارقة الاحتياطات لمنع هذا السيناريو وقد وضعت |
| Her tedbiri alsanız ve duygusal olarak kendinizi korusanız bile biriyle yatağa girdiğinizde seks her zaman güvenli midir? | Open Subtitles | حتى لو كنت اتخاذ الاحتياطات و محاولة عاطفيا لحماية نفسك، عند الزحف في السرير مع شخص ما، من الجنس آمنة من أي وقت مضى؟ |
| Sıradan önlemler almışlar, herkesi dışarı çıkartmışlar. | Open Subtitles | لقد اتخذوا الاحتياطات المعتادة أخرجوا الجميع |
| Öyle bile olsa, önlemler almalısınız. | Open Subtitles | وحتى مع ذلك، يجب علينا اتخاذ الاحتياطات اللازمة. |
| Veya bizim gibi başkalarıda onu ele geçirmeye çalıştı ve onlarda bunu farkettiler önlemler almaya başladılar. | Open Subtitles | أو ربما هم فقط أدركت هناك الناس مثلنا الذين قد يرغبون فقط في محاولة ليأتي والحصول عليه، وأنها تتخذ الاحتياطات اللازمة. |
| Acayip güvenlik önlemi uygulandı. | Open Subtitles | كان هناك الكثير مِن الاحتياطات الأمنيّة. |
| Hasta olmamak için alabileceğim her önlemi aldım. | Open Subtitles | أعني , لقد أخذت كل الاحتياطات حتي لا أصاب بالمرض |
| Flamingolar, ilerideki su baskınlarına karşı önlem olarak yuvalarını yüksek yerlerde kurarlar. | Open Subtitles | تتخذ طيور الفلامنجو كافة الاحتياطات اللازمة في بناء أعشاشها أحيانا تكون الحيطة مبالغاً فيها. |
| Şehrin öbür tarafında, bir başka bakıcı önlem alıyordu. | Open Subtitles | وفي الوقت نفسه، في جميع أنحاء المدينة، الرعاية آخر تم أخذ الاحتياطات اللازمة. |
| Projemize tam olarak inanmadığın için, önlem almak gerekti. | Open Subtitles | لم أعتقد أنك متحمس لمشروعنا يجب أخذ الاحتياطات ماذا تقصد ؟ |
| Birinci seviyede tedbirler aldık ama... | Open Subtitles | - اتخذنا الاحتياطات من المستوى الأول , ولكن... |
| Majesteleri yemin ederim ki bütün tedbirleri aldım. | Open Subtitles | سموك، أعدك أنني أخذت جميع الاحتياطات. |
| Başkalarına virüsü bulaştırmamak için her türlü önlemi almalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تتخذ جميع الاحتياطات اللازمة حتى لا ينتقل الفايروس إلى أحدٍ آخر |
| Ya da önlem alıyor. | Open Subtitles | او أنه يتخذ الاحتياطات فحسب |
| Makul bir tedbir alarak... silahlarını dışarı attım. | Open Subtitles | لقد أخذت الاحتياطات المطلوبة بإلقاء أسلحتك في الخارج |
| Her türlü tedbiri almıştık. | Open Subtitles | مستحيل، لقد أخذنا كل الاحتياطات |