| Bence sol taraf daha iyi, inişe hazıroluncaya kadar. | Open Subtitles | لكني أرى غيوم متراكمه هنا من الاحسن أن ننحرف إلى اليسار ونعود ثانية |
| Birden çocuklar beni fena sıkıştırdılar. Sana atmamın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ثم اراقب الاولاد وامنعهم اظن الاحسن ان ارميها اليك اذا |
| Daha fazla hoşuma gidecek ve daha fazla kullanabileceğim bir şeyle değiştirmek daha iyi değil mi? | Open Subtitles | اليس من الاحسن ان ابدله بشئ احبه واستخدمه بكثرة ؟ |
| - en iyisi. Yap, yapma para alırsın. | Open Subtitles | هذا هو النوع الاحسن لانك ستربح في حالة عملت او لا |
| Bilmiyorum. Ama biliyor musun? Belki de bu herkes için en iyisidir. | Open Subtitles | انا لا اعرف هل تعرف انت ربما لان ذلك الاحسن |
| Tedavi iyi gitmiyor, Tom. Belki hastaneye geri dönmeliyiz. | Open Subtitles | هذا العلاج لايجدى , توم من الاحسن ان نعود الى المستشفى |
| İyi bir aileden geliyor , ülkedeki en iyi klüplerden birindeki tenis takımında. | Open Subtitles | من احد العائلات العريقه الاحسن فى كتابة النثر فى النادى الريفى |
| Eğer Garza olayını üstlenmemi istiyorsanız, onlara dokunmazsanız iyi edersiniz. | Open Subtitles | و لكن اذا اردتني ان اعترف بقتل جارزا فمن الاحسن لك ان لا تلمسهم اتفهمني؟ |
| Judy? Şehre telefon etsen iyi olur. Trafo patlamış. | Open Subtitles | جودى الاحسن لك ان تطلبى ادارة البلدية لدينا انفجار بالمحول كهربائى |
| Çünkü burası şehrin en iyi lokantasıdır.. | Open Subtitles | لأنه من المفترض أن يكون الاحسن في المدينة |
| İlk görevimiz Kang Woo üzerinde iyi bir etki bırakmaktır. | Open Subtitles | لذا ارتأيت انه من الاحسن ان يعلن ولاءه للشمال المرحلة الاولى كانت بترك انطباع عميق لدى كانغ وو |
| Hadi çocuklar, bu şaka olmasa iyi olur. | Open Subtitles | تعالوا شباب من الاحسن ان لا تكون هذه مزحه |
| O halde adamı benden uzak tutsanız iyi olur... çünkü onu görürsem üzerine iki şarjör mermi boşaltacağım. | Open Subtitles | من الاحسن أن تبقي هذا الاسم بعيداً عني لأنني لو رأيته فسأصب جام غضبي عليه |
| veya bir probleme, her yönüyle, en iyi karara varmak üzere işteyken bakmaya zaman ayırmaktır. | TED | أو -- أخذ الوقت للنظر إلى المشكلة من جميع الزوايا من اجل اتخاذ القرار الاحسن في العمل. |
| Tepemize akmasa iyi olur. | Open Subtitles | ومن الاحسن ألا يُسرّبَ، وإلاَّ. |
| Ne dediğini bir düşünsen iyi olur. | Open Subtitles | من الاحسن لك ان تفكر بما سوف تقوله |
| Hareketlerinin sonuçlarını bir düşünsen iyi olur. | Open Subtitles | من الاحسن ان تفكر بعواقب حركاتك |
| Fransa'da dediğimiz gibi, le zirvede, le en iyisi. | Open Subtitles | وهي ان اساهم في ترميم تلك المجوهرات انها كانت كما نقول في فرنسا الافضل و الاحسن |