| Saygıdeğer bir İngiliz hanım gezgin sanatçı kılığında İskoç kırsalından seyahat ediyor. | Open Subtitles | أمرأه أنكليزيه محترمه تتنقل عبر الريف الاسكتلندي تتضاهر بأنها مقدمة عروض متجوله |
| Kahvaltı yaptığım İskoç restoranından daha güzel. | Open Subtitles | أفضل بكثير من ذلك المكان الاسكتلندي الذي أفطرت به |
| Ayrıca,İskoç eteği giymeye alışıyorum yavaş yavaş. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك فلقد تعودت علي الزي الاسكتلندي |
| Peki, o beni sevdiğini söyledi, sonra Elgin'e zıpladı, şimdide İskoç rugbi takımıyla sikişiyor! | Open Subtitles | حسنا، تقول إنها تحبني، تم تذهب لتتودد إلى إلجين، والآن تعاشر كل فريق الروكبي الاسكتلندي |
| İrlandalı dev, denize çok sayıda kaya fırlatarak İskoçya kıyısına köprü görevi görecek olan taşları yarattı. | TED | فألقى العملاق الإيرلندي ما يكفي من الصخور في البحر ليصنع جسراً من الحجارة يصل للساحل الاسكتلندي. |
| Tanrım, bu İskoçyalı şimdiden canımı sıkmaya başlıyor. | Open Subtitles | هل هو ؟ يا الله كم يزعجني هذا الاسكتلندي |
| Antik bir Mısır eseri ismi de, "İskoçyalının Ölümü". | Open Subtitles | إنها تحفةٌ مصريةٌ قديمة اسمها "وفاة الاسكتلندي" |
| İskoç kültüründe ise arkadaşına ihanet etmek böyle cezalandırılıyor. | Open Subtitles | وفي الفولكلور الاسكتلندي تمثل عقاب الخيانة الحميمية |
| Bir İskoç ordusu sınırı geçti. Halkımıza eziyet edip, tarlaları bozuyor, ahırları yakıyorlar. | Open Subtitles | لقد صعد الجيش الاسكتلندي عبر الحدود وقام بشن هجمات على |
| Ama daha kötüsü bir İskoç ordusu sınırı geçti. | Open Subtitles | لقد صعد الجيش الاسكتلندي عبر الحدود وقام بشن هجمات على شعبنا |
| Hem de ne İskoç kadınlar doldurur bir bilsen Blades kardeşim. | Open Subtitles | ويضع فيه بعض إنشات من قطع اللحم الاسكتلندي يا أخي |
| Bu yüzden sırlarımızı saklayalım ve bunu yapan İskoç çocukla birlikte ruhlarına huzur dileyelim. | Open Subtitles | لذلك دعنا نحتفظ بأسرارنا وندعهم يهنأون بالطمأنينة مع الفتى الاسكتلندي الذي وضعناه لهم |
| Ama İskoç ıstakozu 500 dolar falandı. | Open Subtitles | لكن السلطعون الاسكتلندي كان بحوالي 500 دولار |
| Git ve harika mükemmel İskoç düğününü planla. | Open Subtitles | لذلك يذهب وخطة مثالية الزفاف الاسكتلندي الخاص بك. |
| Ulusal İskoç yahnisi yy'lardır pişirilmeye devam ediliyor. | Open Subtitles | الهاغيز موجود لأنهُ الطبق الوطني الاسكتلندي و قد صُقِلَ لمئات الأعوام |
| Ateşin yanında oturmuş, güzel bir İskoç viskisi içiyorduk. | Open Subtitles | جالسين بجانب النار نشرب الويسكي الاسكتلندي الجيد |
| Konuşmanızı sevdim ama krallıkları birleştiren İskoç Kral 5. | Open Subtitles | أعجبني خطابك ولكن ألم يكن الملك الاسكتلندي جيمس السادس |
| Taze İskoç çamurunun kokusunu özlemiyor musun yoksa delikanlı? | Open Subtitles | ألا تفتقده يا فتى رائحة الطين الاسكتلندي المنعش؟ |
| İskoç isyanı bir Fransız genelevinde planlanmış olabiliyorsa o zaman belki de Fransız sarayı tarafından durdurulabilir. | Open Subtitles | إذا كان التمرد الاسكتلندي يخطط له في ماخور فرنسي ربما يمكن أن يوقف في البلاط الفرنسي |
| İskoç Brown Kardeşler, ve Montreal'in dışındaki bir avuç parazit daha. | Open Subtitles | الاسكتلندي براون براذرز ومجموعة من الطفليين الآخرين من مونتريال |
| Efendilerine söyle, onun için salak, aciz kuzenim İskoçya Kralının yapacağının iki katını yapabilirim. | Open Subtitles | قل لسيدك بأنني قادر على تقديم ضعف ماقدمه ابن أختي، ذلك المغفل المخبول الملك الاسكتلندي |
| Önde gelen ay üyelerinden biri İskoçyalı mühendis James Watt'tı. | Open Subtitles | من أبرز هؤلاء الرجال كان المهندس الاسكتلندي چيمس واط |
| İskoçyalının ne işi var Mısır'da? | Open Subtitles | ما الذي يفعله الاسكتلندي في مصر؟ |