Görüyorsun ya uzak durmanın tek sebebi körü körün inandığın kültürel fikirler. | Open Subtitles | انظري الشيء الوحيد اللذي يمنعك هو طاعة عمياء لبعض الافكار الثقافية العشوائية. |
Bildiğiniz gibi çoğunlukla yeni fikirler farklı alanlardan, farklı deneyimlere sahip insanlar arasındaki basit bağlantılardır ve bu bizim hikâyemiz. | TED | و غالبا كما تعلمون فان الافكار الجديده غالبا علاقات بسيطة بأناس ذوي خبرات مختلفة و من مجتمعات مختلفة و هذه هي قصتنا |
Peki Honduras'ta yepyeni bir şehir inşa etmeyi düşünmek ne tür bir fikir? | TED | اذا اي نوع من الافكار هي ان تفكر في بناء مدينة جديدة في الهندوراس؟ |
Korkarım ki, Cyril'in neden burada olduğuna dair.. bazı fikirleri var. | Open Subtitles | انا اخشى بان سيريال لديه بعض الافكار عن سبب وجودك هنا |
Fakat esas sorun, bizim bu tarz düşünceler ve davalar için daha da fazla desteğe ihtiyacımız var. | TED | لكن المشكله هي، نحن نحتاج المزيد من الدعم لهذه الافكار والقضايا. |
Yeniden organize olmalıyız Max. Bazı iyi fikirlerim var. | Open Subtitles | علينا انا نعيد تنظيم انفسنا يا ماكسى ولدى زوج من الافكار الحسنة |
Az önce bahsettiğin fikirlerin çeşitliliği baş döndürücü, olağanüstü, harika. | TED | كمية الافكار التي تحدثت عنها مدهشة و مبهجة ولا تصدق |
Ama Jane, o kadar çok harika kıyafet fikrim var ki. | Open Subtitles | لكن , جين , حصلت على العديد من الافكار الجيده للفساتين |
Üç ay boyunca üç dilekle etrafta dolastim, ve bütün fikirler filtreden geçmeye başladi. | TED | تجولت لمدة 4 اشهر و تمنيت 3 امنيات وستتجمع كل الافكار |
Liderler yeni fikirler olan insanlar değildir, çünkü yeni fikirlere sahip olmak çok kolaydır. | TED | فالرياديون ليسو اولئك الذين يملكون الافكار الجديدة لانه من السهل جدا الحصول على الافكار الجديدة |
Bütün bu fikirler zaten basılı olarak bulunabilir. | TED | رغم ان الافكار التي تعرض موجودة على الورق .. مطبوعة في مكان ما |
Her ailenin, yeni sakinler çekmek için yarışan birkaç şehir seçeneğine sahip olması ne tür bir fikir? | TED | اي نوع من الافكار هي ان نفكر بمنح كل عائلة الخيار بين عدد من المدن التي تتنافس لاجتذاب السكان الجدد؟ |
Benim yapmaya çalıştığım, bu hormon ve nörotransmitterleri ayarlayarak, hastalığım ve ameliyatımdan sonra zekâmı, yaratıcı düşüncemi, fikir akışımı geri kazanmaya çalışmaktı. | TED | ما كنت أحاول فعله بالقيام بتعديل وموازنة الهرمونات والناقلات العصبية وماشابه محاولة لاستعادة ذكائي المفقود بعد المرض والجراحة. أفكاري الابداعية. وتسلل الافكار. |
Şu anda ortada köpüren sabun gibi fikir ve deney ve ilerlemeler var ve bunun yönü üreticilerin ödenmesi yönünü gösteriyor. | TED | وهناك الكثير من الافكار والتجارب والتقدم في الوقت الحالي، وكلها تهدف إلى تمكين المبدعين من الحصول على المال. |
Eğer fikirleri böyle doğrudan reddetmeye devam ederseniz yeni bir şey ortaya çıkmaz. | Open Subtitles | إذا أستمريتم في رفض الافكار ، مباشرةً هكذا . فأن لا شيء سينتج |
Bu fikirleri araştıran bazı projeler hakkında konuşacağım. | TED | وسوف استعرض لكم بعض الابحاث التي استندت الى تلك الافكار |
İyi düşünceler içeri, kötü düşünceler dışarı. | Open Subtitles | ايتها الافكار الجيده ادخلوا وايتها الافكار السيئه اخرجوا |
Çünkü yeni fikirlerim var. Milleti çığlığa boğacak. | Open Subtitles | لاني عندي بعض الافكار الجديده سَيَجْعلُهم حقاً يَصْرخونَ |
Komik, değil mi? Bu fikirlerin kafanıza | TED | انه امرٌ مضحك . أليس كذلك ؟ مضحك كيف يمكن لهذه الافكار |
Madem sözünü açtın, iyi yönlerini öne çıkartacak birkaç tane fikrim var. | Open Subtitles | بما انك ذكرت ذلك لدي بعض الافكار كيف تزيد من نقاط قوتك |
TED deki kalplerimize yakın bir yerden, bir fikri paylaşmada videonun baskıdan daha güçlü olduğunu gösteren bir örnek daha var. | TED | وهذا مثال آخر أقرب لمؤتمر تيد أي عندما يكون الفيديو اقوى بكثير من القصاصات الورقية في نشر الافكار وحث الناس عليها |
Algılama sistemlerindeki kablolardan o kısımlara olan uzaklık düşünce kısmı korteksden geçen kısımlardan daha kısa. | TED | ان القنوات التي تصل بين الحواس و تلك المستقبلات ومضات العصبية هي أقصر من تلك تنقل الافكار الى القشرة الدماغية |
Savaşta aklına gelen düşünceleri anlattı. | Open Subtitles | قال لى كل الافكار التى فكر فيها فى خلال الحرب |
Sadece negatif düşünceleri kovmaktan ya da gerçeği canlandırmaktan bahsediyordu. | Open Subtitles | لقد تحدثت عن طرد الافكار السلبية فقط او تصور حقيقتها |
'Aramızdaki bu savaşla ilgili benim kendi düşüncelerim var.' | Open Subtitles | ' الافكار تجري في راسي حول المعركة التي بيننا. ' |
Bu hataları nasıl düzeltmemiz gerektiği konusunda bazı fikirlerimiz var. | TED | ولدينا بعض الافكار عن كيفية اصلاح هذه الاخطاء |
Şu andan itibaren olumlu düşüncelerden başka bir şey yok. | Open Subtitles | أجل . لا شيء سوى الافكار الإيجابية من الآن فصاعدا. |
Genuine Thoughts öğrenci intihallerine karşı mücadele veren büyük bir şirket. | Open Subtitles | برنامج الافكار العامة انه امر بالغ الاهمية في محاربة السرقة الادبية للطلاب |