| Esasen insanlarla bilfiil sokaklarda, takıldıkları ve uyuşturucu kullandıkları yerlerde görüşüyoruz. | TED | في الواقع كنا نستجوب الاشخاص في الشارع في الاماكن التي يتجمع فيها مدمنوا المخدرات |
| Petrolün en yoğun olduğu yerlerde dahi hiçbir şeyi yakalayabildikleri, toplayabildikleri yok. | TED | ولا نرى اي محاولات لجمع او سحب النفط في الاماكن التي يتجمع فيها |
| Polis Chandling'in sık gittiği yerlerde bir işaret aradı, fakat ondan hiçbir iz bulamadı. | Open Subtitles | البوليس بحث عن اي شئ يدل على شاندلنج في الاماكن التي يتردد عليها ولكن لم يجد اي اثر له |
| Balayımızda gittiğimiz yerleri anımsamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول تذكر الاماكن التي ذهبنا إليها أثناء شهر العسل. |
| Alanın yarısını araştırmışlar. Aynı yerleri senin de araştırmana gerek yok. | Open Subtitles | لقد فحصوا تقريباً نصف المكان لا فائدة من فحص الاماكن التي قد فحصوها |
| Yakında kıyafetin yanında benzin satan yerlerden alışveriş etmeme gerek kalmayacak. | Open Subtitles | قريباً، سأتمكن من شراء الملابس من الاماكن التي لا تبيع البنزين أيضاً |
| Bahse varım, burası ilk ele geçirdikleri yerlerden biriydi. | Open Subtitles | اراهن على انه من اول الاماكن التي استولوا عليها . |
| Büyüdüğüm yerlerde geziniyordum, aileme ait yerler | Open Subtitles | كنت اتجول حول الاماكن التي نشأت فيها موطن عائلتي |
| ve bunu biraz... yani birkaç kez Körfez'de de bulunduğumdan gerçekten travma geçirmiş gibiyim çünkü artık ne zaman okyanusa baksam nerede olduğumdan bağımsız olarak, hatta petrolün asla ulaşmadığını bildiğim yerlerde bile olsam yüzeyde hep yağ tabakası görüyorum. Ve anlıyorum ki bu görüntünün hayaleti beni kovalamaya devam ediyor. | TED | وقد اكتشفت هذا من خلال زياراتي التي قمت بها الى الخليج في الفترة السابقة وقد صعقت حقا لانني .. اينما كنت انظر واينما كنت سواء في الخليج او في غيره حتى في تلك الاماكن التي اعلم ان النفط مازال فيها اجد تلك البقع النفطية ترعبني وتصيبني بالأرق دوما |
| Orta Doğu'daki köylere gittiğinizde keşfedeğiniz şeyler bunlar misafirperverlik bulmayı umacağınız yerlerde bulacaksınız ve en mükemmel misafirperverliği bulacaksınız. hepsi İbrahim ile ilgili "Baba İbrahim'in aşkına bana yiyecek bir şeyler verir misiniz" | TED | والذي سوف تكتشفه في مسيرتك تلك عبر عبور قرى الشرق الاوسط تلك الاماكن التي تتوقع فيها العداء ستكتشف ان اهلها مضيافون كثيراً وانهم متخلقون بأخلاق النبي إبراهيم حيث قال لي أحدم .." كرماً للنبي إبراهيم .. دعني ادعوك على الغداء اليوم " |
| Petrolün yüzeyde biriktiği yerlerde bunu görmek mümkün ama buna karşı koyuyorlar çünkü bence aslında kanıt istemiyorlar. | TED | يمكننا رؤية الاماكن التي يكون فيها النفط مركزا في الاعلى ومن ثم يختفي لانهم لا يريردون ان يبقى هناك اي دليل على ما يحدث ! |
| Yani Jango'nun dostlarını ve takıldığı yerleri arıyoruz. | Open Subtitles | بالتالي نحن نبحث عن اصدقاء جانجو فيت او الاماكن التي يتسكعون بها |
| X'ler, canavarın önceden saldırdığı yerleri gösteriyor. | Open Subtitles | الان علامة اكس تمثل الاماكن التي الوحش فيها هوجم |
| Onu şekillendiren yerleri ziyaret etmeliyim. | Open Subtitles | ازور الاماكن التي شكلت شخصيته اليوم |
| Catherine'in geçen sene geçici olarak çalıştığı yerlerden Bay Steven Latman'ın müstesna bir üyesi olduğu | Open Subtitles | احد الاماكن التي عملت بها "كاثرين" العام الماضي النادي الرياضي للمدينه نفس النادي الذي يعتبر "ستيفن لاتمان" فيه |