| Bu adamların operasyonlarını nasıl paraya çevirebildikleri ile ilgili bir örnek. Interpol'e gidip sayfalara baktığımız ve aranan kişileri arıyoruz. | TED | مثال على كيف يستطيع هؤلاء الاشخاص تنفيذ عملياتهم ذهبنا و اخذنا نظرة على صفحات الانتربول و بحثنا عن اشخاص مطلوبين |
| Konsolosun kişisel kayıtlarının Interpol'den aldığımız... yeni listedekilerle tek tek karşılaştırılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أُريد موظفي القنصل السجلات فحصت بتلك القائمة الجديدة التى استلمناها من الانتربول |
| Interpol'den gelen istihbarata göre Tayland, Vietnam ve Kamboçya'da da bir yıldır aranıyorlar. | Open Subtitles | وطبقاً لمعلومات الانتربول تمت ملاحقتهم في تايند وفيتنام وكمبوديا خلال النصف سنه الماضيه |
| İnterpol'den üst polis subayı Yong size açıklar. | Open Subtitles | الضابط يانج مِنْ الانتربول سوف يوضح لك الأمر |
| Yardım çağır tatlım. Interpol`u ara, bana demir testeresi gibi birşey getir. | Open Subtitles | احضري النجدة ، الجيش ، الانتربول ، القوّات ، أي شيء |
| Ayrıca İnterpol dosyalarındaki tüm bahçıvanları ve hizmetlileri araştırdım. | Open Subtitles | و ايضا وجدت الحرية للبحث في ملفات الانتربول |
| Konsolosun personel kayıtlarının İnterpol'den alınan bu yeni listeyle karşılaştırılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أُريد موظفي القنصل السجلات فحصت بتلك القائمة الجديدة التى استلمناها من الانتربول |
| Scotland Yard, Interpol ve Hollanda polisinden söz ediyorum. | Open Subtitles | عم تتحدث ؟ اني اتحدث عن سكوتلاند يارد الانتربول , كل الصلاحيات الهولندية |
| Az önce Interpol'ün ilişkiler ajanıyla konuştum. 8 yıl önce "Kardan Adam", Kishell adında bir adama saldırmış. | Open Subtitles | الانتربول يقول أنه منذ ثمانى سنوات هاجم رجل الجليد رجل يدعى كيشل |
| Ya da ters yöne bakan İnterpol ajanı Schnider gibi. | Open Subtitles | أو شنايدر، وكيل الانتربول الذين بدا في الاتجاه الآخر. |
| Montel, bizimki dahil on ülkede İnterpol bülteniyle aranıyor. | Open Subtitles | مونتيل مطلوب بواسطة الانتربول من أكثر من عشر حكومات من بينهم حكومة الولايات المتحدة |
| Son iki üç yıldır, Interpol'den bilgi hortumluyormuş. | Open Subtitles | خلال الساعات الثلاثة أو الأربعة الماضية كنا نسحب بيانات من الانتربول |
| Interpol, izini geriye doğru sürdü ve bu kimliği geçmişte yabancı uluslardan kişiler tarafından kullanıldığını buldu. | Open Subtitles | ولقد تعقب الانتربول هذا الاسم وزودنا بقائمة من المواطنين الأجانب الذين استعملوا هذا الاسم في الماضي |
| Interpol, izini geriye doğru sürdü ve bu kimliği geçmişte yabancı uluslardan kişiler tarafından kullanıldığını buldu. | Open Subtitles | الانتربول تعقب الاسم وأعطانا قائمة .بمواطنين أجانب استخدموا هذا الاسم في الماضي |
| Interpol bazen kodları ve bildirileri çözerken tam kelime manalarını kullanmaz. | Open Subtitles | أحياناً عندما يحلل الانتربول الشفرات والاتصالات فلن يستخدم نفس المفردات |
| Interpol'ün en çok arananlar listesindesin. | Open Subtitles | انت في أول قائمة المطلوبين لدى الانتربول |
| Lübnanlı. Beyrut'ta gasptan tutuklanmış. İnterpol'le işbirliği yapmış. | Open Subtitles | مواطن لبنانى، اعتقل فى بيروت بتهمة الابتزاز، تعاون مع الانتربول |
| İşaret parmağındaki kısmi iz Interpol veritabanıyla eşleşti. | Open Subtitles | البصمة الجزئية على السبابة تطابقت مع بيانات الانتربول |
| Interpol bazen kodları ve bildirileri çözerken tam kelime manalarını kullanmaz. | Open Subtitles | أحياناً عندما يحلل الانتربول الشفرات والاتصالات فلن يستخدم نفس المفردات |
| Interpol ve Toplumsal Sağlık Sistemleri devrede. | Open Subtitles | الانتربول و نظم الصحة العامة على شبكة الإنترنت |
| FBl, lnterpol aracılığıyla bir kopya istedi. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية طلبت نسخة عن طريق الانتربول. |
| - İnterpol memurlarının şeyi yok mu? | Open Subtitles | لا ضباط الانتربول لديهم القطب؟ |