| Üzgünüm, evlat, ...ama bana emir verirken çok aptal görünüyorsun. | Open Subtitles | انا اسفه يابني ولكنك تبدو كالرئيس عندما تعطي لي الاوامر |
| Ben hayaletlerden emir almam. Oh, O buna çok kızacak. | Open Subtitles | أنا لا أتلقى الاوامر من الاشباح ولكنه غاضب جداً منك |
| emirleri şerif veriyor. Ben onun yardımcısıyım. emirleri birlikte veriyoruz. | Open Subtitles | الشريف هو المسئول وانا الثانى فى القيادة وتستلموا الاوامر منا |
| Olayı biz koordine etsek bile Shin Bet bizden gelen emirleri dinlemeyecektir. | Open Subtitles | حتى لو قمنا بتنسيق العمليات فأن شين بيت لا يأخذ الاوامر منا |
| Bu emirler, ikincil ve güvenilir olmayan bir iletişim ağından geldi. | Open Subtitles | هذه الاوامر اتت من خلال خط ثانوي شبكة ذات اقل امان. |
| - Arkadaşın neden oraya bırakmadı? - Bırakan adam sadece emirlere uyuyordu. | Open Subtitles | الشخص الذى احضر السياره يتبع الاوامر فقط انه لم يعرف انها لي |
| emri veren mi, yoksa onu yapmak zorunda olan mı suçlu? | Open Subtitles | وهل الرجل الذى يعطى الاوامر هو المذنب ام الذى ينفذها؟ |
| Şu an kendi görkemli evinizde değilsiniz. Sizden emir almam. | Open Subtitles | انت لست فى بيتك الكبير انا لن أخذ الاوامر منك |
| Bak, babamdan emir almayı senin gibi ben de sevmiyorum. | Open Subtitles | انظر, أنا ايضا لااحب اخذ الاوامر من أبي مثلك تماما |
| - Bir sey bilmeyen kisilerden emir almaktan biktigin icin mi? | Open Subtitles | تعبت من تلقي الاوامر من من لايفقه شئ شئ مثل هذا |
| Artık Friendly'den emir almadığımızı anlayacaklar. | Open Subtitles | اننا لن نقبل المزيد من الاوامر من جونى فرندلى |
| Neresi peki? emir gelince alt güverteleri açacaklar. | Open Subtitles | سيفتحون ابواب الطابق السفلية عندما تعطى الاوامر |
| -Bundan sonra yalnız benden emir al. -Size bir soru sordum! | Open Subtitles | خذ الاوامر مني انا فى المستقبل- لقد سألتك سؤالا يا سيدى- |
| Az önce, iş emirleri silindiği için araçların bozuk olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لكنه قال لك ، ما انقطع الشاحنات لأنه تم مسح الاوامر. |
| - Ordaydım. Hartum'u kurtarıyor. - Albay, emirleri gördüm. | Open Subtitles | كنت هناك ، انه هنا لاغاثة الخرطوم كولونيل ، لقد رأيت الاوامر |
| Bu emirleri gönderdiğinize göre albay... kimliklerini ve bu bölgede olduklarını... bir süredir biliyor olmalısınız. | Open Subtitles | ان كنت اصدرت الاوامر كولونيل اذا لابد انك كنت تعرف لبعض الوقت من هم وانهم في هذه المنطقة |
| Bu emirler, ikincil ve güvenilir olmayan bir iletişim ağından geldi. | Open Subtitles | هذه الاوامر اتت من خلال خط ثانوي شبكة ذات اقل امان. |
| Beynimizin emirler verdiğini ve emirlerin diğer organlara iletildiğini onlarında itaat ettiğini düşünürüz. | TED | نميلُ لأن نفكر أن أدمغتنا تقومُ بإصدار هذه الاوامر ومن ثم ترسلها إلى الأسفل إلى الأعضاء الأخرى، وعليهم جميعًا الإصغاء. |
| - emirlere uymam lazım. - Sana madalya verdirteceğim! | Open Subtitles | يجب ان اطيع الاوامر يا ريس سأراك تنال ميدالية |
| 8 haftada canının istemediği emirlere uymadı... | Open Subtitles | فى الثمانية اسابيع التى قضاها على الهواء سيدى الجنرال عصى الاوامر فى الشكل و المضمون |
| Treni işaretleme emri aldık. Böylece uçaklar üzerinden geçip gidecek. | Open Subtitles | الاوامر هى ان يعلم وبذلك فان الطائرات ستتغاضى عنه |
| Her hafta Komuta el değiştiriyor. Böylece odanın sahibi de değişiyor. | Open Subtitles | كل اسبوع نتلقى الاوامر وواحد منا سيستلم الغرفة |
| Burası konvoy sonu. emrini bekliyorum patron. | Open Subtitles | هذه اخر سيارة بالمجموعة انا منتظر الاوامر |
| Üzgünüm. emir emirdir. | Open Subtitles | أنا آسف، الاوامر هي أوامر وماذا أفعل لوالدك |
| Şimdi. Kendimizi savunma dışında ateş etmememiz emredildi. | Open Subtitles | الان , الاوامر الا نطلق رصاص الا فى حالات الدفاع عن النفس |
| Bu sefer söyleneni yapmazsan kadını öldürmem emredildi. | Open Subtitles | هذه هي الاوامر يا رجل ، اتعلم ماذا يتوجب علي ان افعل ان لم تستجيب ... ان اقتل المرأة |
| İki boksör hakem Lou Filippo'dan talimatları almak için ortaya geldiler. | Open Subtitles | يتقدم الملاكمين الى وسط الحلبة لأخذ الاوامر من الحكم ، لوو فيليبو |