| Duyduğuma göre kardeşin dün Oz'a gelmiş. | Open Subtitles | سمعتُ أن أخاكَ أتى إلى سِجنِ أوز البارحَة |
| dün gece sana ibne dediğim için... | Open Subtitles | بخصوص ليلَة البارحَة و مُناداتُكَ بالشاذ، أنا |
| Bana dedesiyle konuştuğunu söyledi... dün. | Open Subtitles | أَخبَرني أنهُ تكلَّمَ معَ جَدِه البارحَة |
| dün Oz'a bir mektup geldi, 7 Mayıs 1965 damgalı. | Open Subtitles | وصلَت رِسالَة البارحَة إلى سجنِ أوز عليها خِتم البَريد في 7 مايو 1965 |
| dün jüri onu suçlu buldu. | Open Subtitles | و البارحَة وجدَت هيئَة المُحلَفين أنهُ مُذنِب |
| İhtiyar heyeti dün toplanıp bir karar aldılar, senden Yeni İsa Kilisesinin yönetiminden istifa etmeni istiyorlar. | Open Subtitles | اجتمعَ مجلِس المشايِخ البارحَة و قرَّرَ الطلبَ مِنك تقديمَ استقالتكَ كرئيس كنيسَة المسيح الجديدَة |
| Bunu keşke dün söylemiş olsaydın... çünkü dün gece beni olağanüstü şekilde emdi. | Open Subtitles | أتمنى لَو أخبَرتني بذلكَ البارحَة لأنهُ أمتعني في الليلَة الماضيَة |
| dün gayet güzel yasal olan bir şey bugün bir başkanın kaleminin vuruşuyla aniden ölümcül olabiliyor. | Open Subtitles | الذي كانَ قانونياً البارحَة فجأةً يُصبحُ جريمةً اليوم بجَرةِ قلَم من أحَد الرُؤساء |
| dün Eugene ve Tina ile konuştum... ve bu programa devam etmemeye karar vermişler. | Open Subtitles | تَحدَّثتُ معً يوجين و تينا البارحَة... . و قَد قَررا ألا يَستمِرا في البرنامِج |
| dün bana sarıldı. | Open Subtitles | قامَ بضَمي البارحَة في الواقِع |
| Evet, bana dün söyledi. | Open Subtitles | هذا صحيح. لقد أخبَرَتني بذلكَ البارحَة. |
| dün gece onunlaydım. Bu sabah da beraberdik. | Open Subtitles | كُنت معه البارحَة وأيضًا اليوم صباحًا. |
| Dinle Brenda. Şekerlemeler dün geldi. | Open Subtitles | نعم عمتي (بريندا)، لقد وصَلَت الحلوى البارحَة |
| Daha dün Cedar Junction'da cinayet yüzünden müebbet yatıyordum ve bana birden "Hayır, sen suçlu değilsin. | Open Subtitles | كُنتُ البارحَة في (سيدار جانكشِن) أخدمُ محكوميتي في جريمة استأجار للقَتل و فجأَةً يُخبروني أني لستُ مُذنباً في ذلك |