| Eğer diğer mikrop türlerini kullanırsanız, petrol ve ham petrol yiyecek. | TED | لو استخدمتم نوعاً أخر من الميكروبات، ستأكل حيوية البترول والبترول الخام. |
| petrol şirketleri... tedarikçiler, tüketiciler ve bunların içinde herşey olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون بترول شركات البترول ممولون، مستهلكون و السماسرة |
| Veya Amerika gibi petrol üzerine... kurulu ekonomisi olan bir ülke. | Open Subtitles | أو الحكومة أو أي دولة اقتصادها مبني على البترول كالولايات المتحدة |
| Siz bana şehrin büyüklüğünü söylerseniz bu şekilde şehirdeki benzin istasyonlarının sayısını bulabiliriz. | TED | بأنه عدد محطات البترول في المدينة الذي يمكن معرفته عندما تخبرني حجمها |
| Hükümetin iznine gereksinimi oldu petrolü ve malzemeyi bir kanal açarak taşımak için. | Open Subtitles | انه يعرف انه سيحتاج تصريح من الحكومه لحفر فناه عبر المستنقعات لادخال المعدات ثم لاخرج البترول |
| petrol şirketleri... tedarikçiler, tüketiciler ve bunların içinde herşey olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون بترول شركات البترول ممولون، مستهلكون و السماسرة |
| Veya Amerika gibi petrol üzerine... kurulu ekonomisi olan bir ülke. | Open Subtitles | أو الحكومة أو أي دولة اقتصادها مبني على البترول كالولايات المتحدة |
| Benim en büyük vurgunum, Güney Çin Denizi'nden, adalara petrol taşıdığımız zaman gerçekleşti. | Open Subtitles | أكبر نجاحاتي كانت عندما كنا نحمل البترول إلى الجزر في جنوب بحر الصيني |
| Hayatının geri kalanını o petrol şirketini savunarak geçirmeyeceksin heralde? | Open Subtitles | هل تريد حقاً ان تدافع عن شركات البترول طوال حياتك؟ |
| Ya da Suudi petrol kuyusu satın alacak bizde onu boğacağız. | Open Subtitles | أو سيشتري آبار البترول من السعوية ويتوقع أن نغرق نحن فيه |
| Orta Doğuyla olan çekişme Birleşmiş Milletleri petrol ithalatı açısından büyük sıkıntıya soktu. | Open Subtitles | وهناك صراع فى الشرق الاوسط لقد تم منع جميع صادرات البترول للولايات المتحده |
| Herkesin gelecegi söz konusu. Bir avukat olarak, petrol sirketlerinin çevreyi kirletmesini engelleyemiyordum. | Open Subtitles | انه متعلق بمستقبل الجميع فبصفتي محامِ لم استطع ايقاف البترول عن احداث التلوث |
| eğer petrol sağlayabilseydi, bunu yapacaklardı. | TED | و إذا حصلوا على تزويدات البترول الكافية، لقاموا حتما بذالك. |
| Malezya sahili açıklarındaki petrol kulesinin ışıklarını ve denize düşüp ölen genç adamı hatırlıyorum, yolculuk onun için sona ermişti, ve yediğim ilk elmayı hatırlıyorum, kuledeki adamlar vermişti. | TED | لكنني أتذكر الأضواء على منصة البترول قُبالة الساحل الماليزي وقصة الرجل الذي إنهار ومات نهاية الرحلة كانت كثيرة بالنسبة له وأول تُفاحة أتذوقها, أعطيت إلي من الرجال على المنصة |
| Böylece 40 sene içerisinde, hepsini topladığınızda, çok daha mobil bir Amerikan ekonomisi hiç petrol tüketmiyor olabilir. | TED | لهذا,فإنه بعد أربعين عاماً من الآن, النظام الإقتصادي للنقل في أمريكا لن يضطر لاستخدام البترول. |
| İki numara, yerin altından kolayca ucuz para kaldırılmasıydı, çünkü petrol pahalıydı. | TED | الثاني، سهولة الحصول على الكثير من الأموال من الأرض لأن البترول غالي الثمن. |
| Bazen tankerler petrol tanklarını denize boşaltıyor. Böylece petrol denize salınıyor. | TED | أحيانا تتخلص ناقلات البترول من خزانات الوقود في البحر، لذا ينطلق النفط في البحر بهذه الطريقة. |
| Siz büyüdükçe birim başına düşen daha az benzin istasyonu -- hiç de şaşırtıcı değil. | TED | كلما قلت أعداد محطات البترول كلما كبرت أكثر,, شيء لايدعو للدهشة |
| Yağ tankeri kaçırmalıyız. Yağ işinde çok para var. | Open Subtitles | علينا أن نسرق براميل بترول هناك مال كثير في البترول |
| Şu anda bizim, hepimizin kendi kendimize anlattığımız hikaye, sahip olduğumuz tüm o şeylere, dolayısıyla da petrole ihtiyaç duyduğumuz hikayesi. | TED | فى هذه الآونة بالذات , القصة التى نخبر بها أنفسنا بشكل جماعي أننا نريد كل هذه الأشياء أننا نريد البترول |
| petrolden iyi para kazanıyorlarken, kendilerine büyük şirket binaları yaptırdılar. | Open Subtitles | حينما كان سعر البترول مرتفعاً قاموا ببناء كلّ تلك المكاتب |
| Bu yüzük bana, petrolün ne kadar parlak yansıdığını hatırlatıyor. | Open Subtitles | عندما رأيت هذا الخاتم ذكرني بمدى انعكاس الضوء على البترول |
| Sağ ol ve Taggart Demiryolları, Wyatt petrol'ün petrolünü insanlara ulaştırması için çok iyi bir nakliye işi yapıyor. | Open Subtitles | وشركه (تاجرت) قد اعطت شركه وايت للبترول سكك حديديه جيده فى سبيل توصيل البترول الى الناس |
| BP ile anlaşmak için üç ay Londra'da kaldık. | Open Subtitles | لقد كنا في لندن لثلاثة أشهر محاولين للنيل من البترول البريطاني |
| İnanılmaz bir bakteri var ve benzini bile geçecek | Open Subtitles | ان هذا الرجل هنا لديه بكتريا ستجفف البترول فى العالم |