| Daha az su ile dünyadaki Deniz seviyesi 130 cm kadar düşecektir. | Open Subtitles | في ظل نقصان المياه المتوفرة، انخفض مستوى البحر في العالم بـ425 قدم. |
| Rusların 2007'de Kuzey Kutbu'ndaki tartışmalı Deniz yatağında hak iddia etmek için yaptığı girişim rakip ülkeleri çok kızdırdı. | Open Subtitles | هذه المحاولة الجريئة من الروس لإنتزاع أحقية قعر البحر في القطب الشمالي سنة 2007 أشعلت الحقد بين الدول المتنافسة |
| Bu mevsimde denizde bu kadar zaman harcamanızı beklemiyordum? | Open Subtitles | لم أتوقع أنك تمضي جلّ وقتك في البحر في مثل هذا الوقت من السنة |
| Otobüsle birlikte denizde kaybolmaya mı hazırlanıyordun? | Open Subtitles | هل من المخطط ان نفقد فى البحر في هذا الشيء؟ |
| Aslında onları denize atmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | ... أُفكر في إلقائها في البحر في الواقع |
| Belki fazla yüzeysel bakıyorum ama bu, geceleyin Denizin resmi. | Open Subtitles | ربما أكون واقعية جداً لكن هذا هو البحر في الليل |
| Ve bu İngiltere'de Deniz kenarında bir kafe. | TED | وهذا هو مقهى على شاطئ البحر في بريطانيا. |
| Laura James'in robotu kullanarak bölgedeki Deniz yıldızlarının öldüğünü keşfetmesi gibi birçok hikâye var. | TED | هناك قصص مثل لورا جيمس، التي استخدمت الروبوت لتكتشف أن نجوم البحر في منطقتها كانت تموت. |
| Kesinlikle sahilde Deniz kurabiyelerini bulmayı perspektife koyuyor. | TED | وهذا يضع إيجاد أصداف البحر على شاطئ البحر في المنظور. |
| İki yıl önce, onu kurtarmaya çalışmak ve hurdaya çıkarıp karaya getirmememizi talep etmek için son Deniz altı laboratuvarına konuşlanmıştı. | TED | منذ سنتين عاشت في آخر مختبر تحت البحر في محاولة لإنقاذه، للمحاولة وجمع التوقيعات لكي لا نوقفه كخردة ونعيده إلى اليابسة. |
| Paleo iklimciler de dünyada diğer zamanlarda Deniz seviyelerinin nerede olduğuyla da ilgilenirler. | TED | علماء المناخ أيضا مهتمون بأين بلغ مستوى سطح البحر في أحيان أخرى على وجه الأرض. |
| Deniz seviyesinden 259 metre yükseklikte, sıcak, alt tropical ormanlarda görüldü. | TED | لقد تم تحديد موقعه على ارتفاع 250 مترا فوق سطح البحر في الغابات الحارة شبه المدارية. |
| Muhtemelen olay çıkarırım diye denizde olmak istiyor. | Open Subtitles | على الأرجح أنّه يريدني وسط البحر في حال أثرت ضجّة |
| Kasım'da ılık bir yağmur, denizde ılık bir hava var. | Open Subtitles | ثمة أمطار ورياح دافئة في البحر في شهر نوفمبر |
| Avrupa yolunda binlerce Afrikalı denizde ölüyorlar. | Open Subtitles | الالاف من الافارقه يموتون في البحر في طريقهم لاوروبا |
| Denizin dibi güvertedeydi ve sonra geri denize atıldı. | TED | أسفل البحر في الأساس جاء إلى سطح المركب ثم تم رميه نحو الأسفل. |
| O insanların ne kadar Denizin altında olduklarını görmek. | TED | فقط أنظر وتأمل كم يبلغ عمق البحر في نظر هؤلاء البحارة. |