| Niçin ilk önce yıldırım metal oltaya gelmemiş? | Open Subtitles | الذي لَمْ البرقِ إضربْ قضيبَ صيدَ السمك أولاً؟ |
| Bana göre, o, doğanın bir gücüydü, bir yıldırım gibi, ısı toplayan ve saldırmak için bekleyen. | Open Subtitles | لي انا، هي كَانتْ قوة الطبيعةِ مثل مزلاج البرقِ يجمع الحرارة ينتظر الضرب |
| - yıldırım gibi - Haydi, haydi | Open Subtitles | - في البرقِ المَدْهُونِ اَذْهبُ،اَذْهبُ،اذْهبُ |
| - Steph'lerin çatısına çıkıp göl üzerindeki Şimşek fırtınasını izlemiştik. | Open Subtitles | عندما قصدنا سقف ستيف لمشاهدةِ عاصفةُ البرقِ على البحيرة؟ |
| Şimşek halhalı Süsleyecek ayağını | Open Subtitles | خلخال البرقِ زَيّنْ أقدامَها الراقصةَ |
| Şimşek gibi gidiyordu. | Open Subtitles | أَعْني، هو كَانَ مثل البرقِ. |
| Kafasına yıldırım düşmüş. | Open Subtitles | حَصلَت على اصابة بالرأسِ من البرقِ. |
| Ayışığı ve yıldırım kadar farklı olan iki ruh ya da kırağı ve ateş kadar. | Open Subtitles | روحين مختلفين كشعاع القمر مِنْ البرقِ. . |