| - Tek istediğim küçük bir bluz... - Anlıyorum ama-- ...yanına da küçük bir etek. | Open Subtitles | أنا أريد فقط البلوزة الصغيرة و التنورة الصغيرة التي تجمع بينهما |
| Belki döpiyes, beyaz bir bluz ve makul ayakkabılar. | Open Subtitles | بدلة البحريةِ, البلوزة البيضاء و الأحذية المعقولة |
| Bu gece o bluzu giymeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت سأرتدى هذه البلوزة الكريهة هذه الليلة |
| bluzu unut, giyiyor çünkü neyi sergilediğini biliyor. | Open Subtitles | انس البلوزة التي ترتديها لأنها تعلم بأنها تظهر ذلك الشق بين صدرها |
| Size söyledim, o bluzun nereden çıktığını bilmiyorum. Güvenlik. | Open Subtitles | كما أخبرك، لا أعرف من أين أتت هذه البلوزة |
| O kazağı aldığımda 41 derece ateşim vardı. | Open Subtitles | كانت درجة حرارتي ْ103 عندما إشتريت تلك البلوزة |
| Biliyorum, ama-- ...bana aldığı kazak gibi. | Open Subtitles | انا فقط مثل تلك البلوزة التي أعطتني إياها. |
| Biliyor musun? O kaşmir süveteri dün gece randevumda giydim. | Open Subtitles | ارتديت هذه البلوزة في موعد الليلة الماضية |
| Etek, bluz giyer, saçlarımı uzatır, küpe takardım. Herşeyi yapardım. | Open Subtitles | إعتدت على إرتداء التنورة و البلوزة والشعر الطويل و الأقراط .. |
| En azından bu bluz yemeği ucuz atlattı. | Open Subtitles | على الأقل استمرت تلك البلوزة طوال العشاء |
| Tek istediğim küçük bir bluz ve yanında gidecek küçük bir etek. | Open Subtitles | أنا أريد فقط البلوزة الصغيرة و التنورة الصغيرة التي تجمع بينهما |
| O aslında bu bluzu bana ilk yalnız yayınım için almıştı. | Open Subtitles | اقتنت لي هذه البلوزة بمناسبة أول أخبار من تقديمي لوحدي |
| Eteğini kaldırmış, bacakları açmış, bluzu göğüs uçlarına kadar açıkta mutfak masasında oturuyor mu diye mi soruyorsun? | Open Subtitles | وجلست على منضده المطبخ وتفتح رجليها وتفتح البلوزة حتى ثدييها؟ |
| Bu bluzu araba sürdüğüm ve kollarımdan nefret ettiğim için giyiyordum. | Open Subtitles | لقد ارتديت هذه البلوزة لأنّني كنت أقود، وأنا أكره ذراعيّ |
| Bu bluzun yakası kötü olmuş, ne yapayım? | Open Subtitles | ياقة هذه البلوزة أصبحت بالية جداً. ماذا أفعل بها؟ |
| Bu bluzun kuru temizlemesine sağlık masrafımdan daha çok para harcadım. | Open Subtitles | لقد أنفقت مالاً جمًّا لأنظّف هذه البلوزة أكثر ممّا أنفقتُ بالرّعاية الصّحية. |
| Ben kocaman, dört gözlü kıytırık bir adamım ve her gün her gün aynı salak kazağı giyiyorum, ve... | Open Subtitles | أنا أعرج كبير ذو أربعة عيون ..وألبس نفس البلوزة الغبية كل يوم، و |
| O kazak tanıdık gelmişti bana. | Open Subtitles | . اعتقدت ان هذه البلوزة مالوفة وليست غريبة علي |
| Biliyor musun? O kaşmir süveteri dün gece randevumda giydim. | Open Subtitles | ارتديت هذه البلوزة في موعد الليلة الماضية |
| Kot ceket ve harika eski püskü, pembe tişörtü giymiştim. | Open Subtitles | وارتديت تنورة جنز ومن ثم ارتديت وتلك البلوزة الممزقة القديمة الوردية |
| - Kırmızı Bluzunu... | Open Subtitles | البلوزة الحمراء. |
| Erdem, ahlak filan üzerine ailemin beni nasıl yetiştirdiğini hakkında düşündüm ve ama sonra üstündeki bu askısız bluza bakıyorum. | Open Subtitles | لقد فكّرت بشأنه, كيف والديَّ علّماني قيمي و أخلاقي و ما إلى ذلك. ثم انظر إلى تلك البلوزة التي ترتدينها. |
| O bluzla gelmemenizi söylememi istedi. | Open Subtitles | لقد قال : أخبرها ألا تحضر بهذه البلوزة مرة أخرى |
| Sıcak tutması için altından bu lanet olası hırkayı giymek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أرتدي هذه البلوزة اللعينة تحته لكي أكون دافئ |
| - Bu pahalı bir blüz mü? | Open Subtitles | هل تلك البلوزة غالية؟ |
| Karısının bluzuyla iki pantolonunu vermeye gelmiş. | Open Subtitles | يَتوقّفُ في لتَسليم زوجتِه البلوزة واللباسين الداخليين. |