| Benim sadık tazılarım, sizin yanınız sıcak, aynı ahırdaki hayvanlar gibi. | Open Subtitles | يا كلابي الأوفياء، أشعر بالدفء قربكم كما البهائم في إسطبلاتها |
| Daha dünya gençken yapılmıştı... kuşlar, hayvanlar ve çiçekler, insanla... birlik içinde yaşarken... ve ölüm henüz bir düşten başka bir şey değilken. | Open Subtitles | عندما كان العالم بدائياً و اليور, و البهائم, و الزهور.. كانوا متحدين مع الانسان |
| Uzun zaman önce hayvanlar bizim atalarımızı terör ve baskı ile köleleştirmişler. | Open Subtitles | منذ زمن بعيد, البهائم استعبدت أسلافنا من خلال الإرهاب والإضطهاد |
| Hayvan savaşlarından beri belli ailelerde nesilden nesile geçmişler. | Open Subtitles | خلال السلالة القديمة للعوائل المعينة منذ زمن حرب البهائم |
| Atalarımız hayvanların silahlarının nasıl kullanıldığını öğrenip isyan etmişler. | Open Subtitles | أسلافنا تعلموا كيف يستعملو أسلحة البهائم وقامو بثورة |
| Yıllar içinde onu, bu tüylü ve tatlı Hayvanları bizim hasta çocuklara getirip, ara sıra onlarla vakit geçirme konusunda ikna ettim. | TED | على مدى سنوات، أقنعته لنقل تلك البهائم ذات الفراء الجميل لتسلية مرضانا الأطفال من وقتٍ إلى آخر. |
| Atalarımız olan çığlık atan, kan içindeki kardeş tecavüzcüsü hayvanlarla göz göze geleceksiniz. | Open Subtitles | والتي ستجعلكم تغضون البصر عن الصراخ, والدماء الملطخة واغتصاب البهائم من أجل أن نعيش. |
| Birden bire bırakılsalar ne yapacaklarını bilmez şekilde kendilerini hayvanlar gibi bulurlar. | Open Subtitles | إنهُم لا يعرفون ماذا يفعلون. ستنقطع بهم السبل لو رحلوا على فجأة يسعون لأجلها مثل البهائم |
| Bence hayvanlar yeterince süt vermiyorlar. | Open Subtitles | أظن إن البهائم لا تدرّ كل ما بها |
| O zamandan beri hayvanlar bize hizmet ettiler. | Open Subtitles | منذ ذلك, البهائم أصبحو يخدمونا |
| Gürültücü hayvanlar. | Open Subtitles | البهائم المزعجون |
| hayvanlar da istisna değiller ve bazı tahminler var. | Open Subtitles | البهائم ليست مستثنية وثمة تخمين... |
| Ya da bize dediğiniz gibi hayvanlar. | Open Subtitles | البهائم. أو الحيوانات . |
| Bu Hayvan için böyle riskleri niye aldığınızı anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لماذا تخاطر بنفسك من أجل البهائم |
| Deliler kafese kapatılır ve Hayvan gibi eziyet görür. | Open Subtitles | المرضى يُـسجنون في أقفاص ويُـعلفون مثل البهائم. |
| Sahipleri kafeslere tıkıp, binlercesini katletmek de insana Hayvan muamelesi yapmak olur. | Open Subtitles | قتل السادة و ذبحهم بالآلاف أيضا هو معاملة للبشر مثل البهائم |
| Aslında insan oğlunun başına gelen, hayvanların başına da geliyor. | Open Subtitles | في الواقع، إن ما يحدث لأبناء البشر يحدث أيضا لأبناء البهائم. |
| Senin şu nankör hayvanların. | Open Subtitles | اولائك البهائم الجاحدة خاصتك |
| Bu hayvanların hepsi, benim işaretimi taşıyor. | Open Subtitles | هذه البهائم, كلها... عليهم علامتي |
| Hayvanları aldı, ödeme olarak da bir şilin verdi. | Open Subtitles | إشترى البهائم وأعطانا شلن لنقوم بتنفيذ أوامره |
| Hayvanları burada bırakın. | Open Subtitles | أترك البهائم هنا |
| hayvanlarla arkadaşlık etmek gibi bir alışkanlığım yoktur. | Open Subtitles | ليس من دوري أن ... أكون في رفقة البهائم |