| Milyonlarca yıllık buharlaşma göldeki mineralleri çözerek suyu tuzlu hale dönüştürmüş. | Open Subtitles | ملايين السنوات من التبخير ركزت المعادن في البحيرة وتحول المياة الى مالحة |
| Vücut parçaları, bu buharlaşma havuzunda bulundu. | Open Subtitles | -إنّه لا شيء، حسناً؟ -تم إيجاد الأشلاء البشرية في بركة التبخير هذه |
| Raporumuzda, duman bölmesinde bir ısı kaynağı olduğunu yazarız. | Open Subtitles | تقريرنا سوف يعكس حقيقة أن مصدر حرارة فاعل كان أسفل غطاء التبخير |
| O belirsiz kimyasal maddeyi duman bölmesine koydunuz. | Open Subtitles | بأية حال لقد وضعت هذه الكيميائيات الغير معروفة تحت غطاء التبخير |
| Annen her zamanki gibi erken kalkıp buhar kanallarındaki mantarları toplamaya gitmişti. | Open Subtitles | كانت أمك قد خرجت باكراً كما كانت تفعل عادة لقطف الفطر فهو ينمو بفضل أجهزة التبخير |
| Karl, buhar makinesi göndermiş. Güzel. | Open Subtitles | لقد أستلم كارل جهاز التبخير في البيت لطيف. |
| Şu dönen buharlaştırıcı bunu özel kılıyor. | Open Subtitles | جهاز التبخير الدوراني يصنع خمراً رائعاً. |
| Endotermik buharlaşma. Korkunç. | Open Subtitles | التبخير الحراري رهيب |
| - Hayret vericiymiş. Atla bakalım. - Sebebi buharlaşma. | Open Subtitles | شئ مدهش ،اركب - هذا بسبب التبخير - |
| - Hayret vericiymiş. Atla bakalım. - Sebebi buharlaşma. | Open Subtitles | شئ مدهش ،اركب - هذا بسبب التبخير - |
| Kayda geçmeyen kanıtlar duman bölmesine konur. | Open Subtitles | أدلة غير مسجلة توضع تحت غطاء التبخير |
| Şu alüminyum gövdeli, yanma odalı bir buhar makinesi mi? | Open Subtitles | مهلاً. هل ذلك جهاز التبخير هناك مع الأطار الألمنيوم و حجرة الأحتراق؟ |
| Sonra da buhar makinesini havaya atayım. | Open Subtitles | و أرمي جهاز التبخير في الهواء. |
| buhar makinası boş. | Open Subtitles | جهاز التبخير فارغا |
| Öte yandan, yeni bir kuluçka makinası ve buharlaştırıcı yaptım böylece sonuçlara ulaşabiliriz. | Open Subtitles | -يصرخ علينا في الواقع . مع ذلك قد إستخدمتُ جهاز التبخير الجديد للحصول على هذه النتائج. |
| Bu bir buharlaştırıcı. | Open Subtitles | إنّه جهاز التبخير خاصّتي . |